23 Nisan ve Z kuşağı Recai Oktan

 

23 Nisan 2021 Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutladığımız gündür. “Ulusal Egemenlik gibi derin anlam içeren vurgu ile çocukların ne ilgisi var ki bu bayramı onlar için kutluyoruz” diye düşünenler olabilir. İlgisi vardır değerli okurlar hatta vazgeçilmezliği vardır.

23 Nisan 1920’de, “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Ulusundur” ilkesiyle Ankara’da çalışmaya başlayan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde; ulusa yalnızca kayıtsız şartsız egemenlik armağan edilmekle kalınmamış; artarda gerçekleştirilen “saltanatın kaldırılması, cumhuriyetin kurulması, halifeliğin kaldırılması, öğretim birliği, uluslararası takvim ve saatin kabulü, medeni kanun, laiklik, harf devrimi, dil devrimi ve kadın hakları” gibi, Kurtuluş Savaşı’nı fiilen tamamlayan ama yıkıntılarını kaldırmakla uğraşan bir ulusun yöneticilerince “inanılmaz işler” denebilecek devrimler, korkusuzca, kararlılıkla gerçekleştirilmiştir.

Cumhuriyet boyunca ve Cumhuriyet’in ardından 2000’li yılların başına kadar, 23 Nisan ve sonrasında yazılmış destanı çok az mırın kırıncılar dışında çocuğundan büyüğüne değin tüm toplum benimsemiş, savunmuştur. Her 23 Bayramı’nda çocuklar, ülkenin en önemli makamlarına sembolik olarak oturmuşlar, kan, gözyaşı ve nice ölümler karşılığı kazanılan değerlere sahip çıkma alışkanlıkları edinmişlerdir.

Birbiri ardına gerçekleştirilen devrimlerle, uygar ülkeler düzeyine yürüyen Türkiye’de, yoktan var edilen ulusu ve onu çağdaşlığa götüren devrimlere karşı olan gericiler, yapılanları yıkmak için 2000’li yılların başından itibaren, kirli iş birliklerle, planlı adımlar atmaya başlamışlardır.

Giyinmeyi, yemeyi-içmeyi, seyahat etmeyi, sağlık hizmetlerinden yararlanmayı, özetle insanca yaşamak için gerekli her şeyi cumhuriyet sayesinde öğrenenler; ömürlerini yaşadıkları köylerde, beldelerde geçirerek tüketirken, trene, otobüse, uçağa, transatlantiklere binmeyi, yurt dışına seyahat etmeyi öğrenenler, eşlerine kürkler, milyon liralık çantalar, elmaslar alıp, çocuklarını yurt dışındaki yabancı okullarda okutma gibi kaliteli yaşam biçimini 23 Nisan’la başlayan Cumhuriyet’le gelişen süreç sayesinde öğrenen gericiler, bu çağdaş düzeni yıkmak, ülkenin kaynaklarını kişisel çıkarları için harcamaktan çekinmez oldular.

Toplumun bu aymazlardan kurtulmak için tek ümidi kimlerdir; herkes iyi biliyor ve inanıyor ki dün  çocuk olan bugünlerin Z Kuşağı’dır. Z Kuşağı’nın ardında dimdik duracak, o çocuklarla bütünleşebilecek, içindeki çocuğu yaşatan; dünyanın kültürüne, sanatına, edebiyatına, çağdaşlığa inanmış devrimci ana babaları, büyük ana büyük babalarıdır.

Bu yazı için bazı fotoğraflar paylaştım. Kardeşim İsmet Çabuk’un çizimi olan ve çocuklarla bütünleştiğim salıncaklı fotoğraf, yaşantımın da sembolü haline geldi.

Diğer fotoğraflarda,  çocukluğumdan kalan oyuncaklarım: bir satranç takımı, vapur, yelkenli, motosiklet modelleri; daktilo, fotoğraf makinası ve piyano bibloları arasında, ilkokula kayıt için çektirdiğim vesikalık fotoğraf, yıllarca verdiği aydınlıkla ders çalıştığımız gaz lambası (şinanay) biblosu, daha 4 yaşımdayken, annemin özeniyle giyindiğim bembeyaz takımlarla, Adana’da Atatürk Parkı’nda çekilen fotoğrafım.

Hepsi, gericiliği, karanlığı, bağnazlığı, yobazlığı değil; ilericiliği, devrimciliği, çağdaşlığı isteyen bir aileden kalma anılar.

1920 yılı doğumlu babamdan ve anamdan bana, benden oğluma, oğlumdan torunuma aktarılmış  tam 101 yıllık ve artık geleneksel anlayış, davranış.

O halde!

Yaşasın 23 Nisan. Yaşasın Çağdaşlığa götüren devrimler.

Yaşasın bu vatanın ve bu vatanın geleceğinin kurtarıcıları olan çocuklarımız.

Recai Oktan

13

Bu yazıyı da okuyabilirsiniz

Çocukluk Çağımız Daha Güzeldi Sadi Geyik

Anı

8 Yorumlar

  1. Melahat Atlamaz

    Yüreğinize, emeğinize sağlık Recai hocam.
    Her biri çok değerli bilgiler
    Çok güzel fotoğraflar👋👋🌺🍀🤗

    0
  2. Naciye Aktaş Koçak

    Günün önemini yansıtan içeriğiyle, görsellerle çok güzel bir yazı. Kaleminize yüreğinize sağlık değerli hocam. Özgür ve aydın yarınlar umuduyla…
    Saygılar

    1
  3. Bir değerin önemi kaybettirilmeye başlandığı an eksikliği hiç olmadığı kadar çok fark edilir. Bu nedenden olumsuzluklar kimi zaman iyi şeylere hizmet eder diye düşünüyorum. Farkındalığı fark ettirir. Milli bayramlarımızı evet coşkuyla kutlamışız fakat içeriğini dolduramadan, görsellikteki doluluğu içeriğe yansıtmadan… Dönemin öğretmenleri olarak, ebeveynleri olarak kendimize dönüp bakmak gerekiyor belki de. Bu gün içeriğiyle daha çok ilgiliyiz. Önemini daha çok yatırır olduk masaya… Çocuklarımıza gerçekleri öğretmek için daha çok çırpınır olduk. Çünkü çarparak canımızı acıtan, bizi kendimize getiren kayaya çarptık. Sarhoş misali yuvarlanıp giderken engelle ayılarak kendimize geldik. Eksiklerimizi gördük. Bu sevda biter mi, asla… Bir avuç insanla ne çok başarılara imza atmıştır bu toplum. Tarih boyunca inişler yaşanmıştır fakat tırmanmayı da bilmişlerdir. Geçmişin fotoğraflarıyla bu günün önemine vurgu yapan paylaşımınız için teşekkür ederiz

    2
  4. Bilinen bir öykücüktür (anekdot). İtalyan ressam Gentile Bellini’nin Vaftizci Yahya kesik başını betimlediği bir resmi Fatih Sultan Mehmet tarafından doğal olmadığı yönünde eleştirilmiştir. Bunun üzerine Fatih’in saraydaki kölelerden birini huzuruna çağırıp kafasını oracıkta kestirdiği ve kesilmiş başı Bellini’ye teslim edip bu modele göre resmi yeniden yapmasını tavsiye ettiği söylenir. Olaydan birkaç ay sonra Bellini pılını pırtısını toplayıp İstanbul’dan ayrılmıştır.
    *
    Öykücük bir yana bırakılsa bile padişahların gözünde halkın değeri bundan farklı değildir. Türk halkının Bilge Önder Atatürk tarafından altın tepside önüne konan yurttaş egemenliğini yeniden tek kişiye vermesi insan aklının alacağı şey değildir. Öyle sanıyorum bu durum ulus egemenliğinin göz ardı edilerek halka gereği gibi anlatılamamasından doğdu. Birde şu var. Yeryüzünde tanrının temsilcisi olduğunu söyleyenler; egemenlik tanrınındır savıyla halkın egemenliğine göz koymaktadırlar.
    *
    Bende Ayşe Yılmaz Hanım gibi 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının çocuk bayramı özellikle öne çıkartılarak ulusal egemenlik önemi perdelenmeye çalışıldı diye düşünenlerdenim. Bu durumun ulusal bilinç eksikliğinden kaynaklanıyor olabilir. Bizde böyle kolaycılık, yüzeysellik dinde içinde olmak üzere her konuda vardır. Lakin son dönemde hastalık gibi sözde nedenlerle törenlere katılmayarak önemsiz gösterilmeye çalışılan ulusal bayramlarımız artık açıkça törenlerde ertelenerek yok sayılmaya çalışılıyor. Unuttukları bir şey var. Türk halkının yasaklara karşı tepkisi vardır. Bu ulusal bayram yasaklamaları ters tepen silah olacaktır diye düşünmek istiyorum.

    8
  5. Tülay Çintosun

    Çok güzel ve içtenlikle yazılmış , duygularımızı dile getirmiş bir yazı. :ok teşekkür ediyorum 23 Nisaan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız Kutlu olsun.

    3
  6. Günün anlamını görsellerle birlikte çok güzel anlatmışsınız değerli Recai Oktan hocam. Bu gün aydınlığa yüzünü kapatmış bazı ana babalar günahınız çok. Bir gün gelecek onlar sizden hesap soracak. Teşekkür eder saygılar sunarım.

    5
  7. Kutluyorum kaleminiz hep var olsun egemenlik Bayramımız kutlu olsun.

    6
  8. 23 Nisan ‘ın Çocuk Bayramı oluşu genellikle bilinir ama Ulusal Egemenlik kısmi biraz geride kalır.Millet iradesini temsil eden ilk Meclisin açıldığı gün bu topraklarda demokrasinin başladığı gündür ve çok önemlidir.Kurtulus Savaşı ,Cumhuriyetin ilanı hep bu mecliste kararlaştırılmıştır.Daha sonra birbiri ardına yapılan devrimlerde.Iste Atatürk bu önemli günü ülkenin geleceği olan çocuklara bayram olarak armağan etmiştir.Z Kuşağı yani bizim torunlarımız şimdi bu bayramın sahipleri.Hepsinin bayramı kutlu olsun.Saglikli,Güzel bir dünyada mutlulukla büyüsünler. Onlara bu günün anlam ve önemini iyice kavratmaliyiz. Daha çağdaş bir dünya için bütün çocuklarımızın eşit,özgür,laik ve bilimsel bir eğitim almasını sağlamalı,karanlığa teslim etmemeliyiz.
    Anlamlı yazınız için Teşekkür ederiz saygın Recai Bey.

    9

Bir yanıt yazın