Ahmet Özkan’ın Cumhuriyet Kadını öyküsü Yazı Dükkanı Akademisi 1.Ulusal Öykü Yarışması’nda YDA023 kodu ile yarıştı.
2018 yılı…
Haberleri izleyince, çocukken dedemin anlattığı olaylar bir kez daha önüme gelmişti. Gerçekten de dedem haklıymış.
Somyanın üzerine oturur iri boncuklu tespihini şakır şakır çekerek bana hikâyeler anlatırdı. Soğuk kış günü yine yanına çağırmıştı beni. Bu sefer –Türk kadınının- çektiği sıkıntıları ve daha sonrasında nasıl yükseklere taşındığını anlatacaktı. Kışın bu hikâyeleri dinlemesi de çok güzel olurdu, odunların çıtırtısı ve sobanın kızgın sesi ile birlikte bu hikâye sürüklenip giderdi.
“Yavrum, Osmanlı’da kadın olmak zordu. Özgürlükleri yoktu, eşitlikleri yoktu, seçme ve seçilme hakkı yoktu. Hadi bunları da geçtim, bir kadın sokakta, caddede veya çarşıda gördüğü erkek akrabasıyla bile konuşamazdı.”
“Nasıl dede ya, kadınların ne günahı var?” diyerek söylenirdim.
“Kadınların giyeceği kıyafetlere bile devlet yöneticileri karar verirdi. Türk kadını zor durumdaydı. Eşinle doğru düzgün lokantaya bile gidemezdin yavrum. Vapurlarda, tramvaylarda veya trenlerde kadınlar perde çekili bölümlerde otururlardı. Parklara bile belli bir vakit konulmuştu. Belli bir vakitten sonra kadınlar gidemezdi.”
“Yavrum, sadece bu yönden zorluk çekmediler. Kurtuluş Savaşı’nda da zorluk çektiler, cepheye kağnılarla mermi taşırlardı. Ah, o kağnının tekeri çamura saplandı mı işleri zordu.”
“Peki dede, bu düzene kim dur dedi? Nasıl böyle özgür, laik bir ülke olduk?” diye sorardım merakımdan.
“Oğlum” derdi. “Bu düzene dur diyen kişi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Bu düzene dur diyerek ülkede bir kıvılcımı başlatmıştı. Atatürk’ün bir sözü vardır evladım: “Dünyada hiçbir milletin kadını, ‘Ben Anadolu kadınından fazla çalıştım. Milletime kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar emek verdim’ diyemez!” diyor. Evet, savaş meydanlarına, cephelere mermi taşıdılar. Hatta bazı cesur kadınlarımız bile vardır yavrum. Saçını kazıtıp, erkek kılığına girip cepheye giden kadınlarımız bile oldu. Bunlar cesurlu ve vatanı için çarpışan kadınlar.”
“Birçok kadın milletvekillerimiz, muhtarlarımız, yargıçlarımız, sanatçılarımız oldu. Hepsi Mustafa Kemal Atatürk’ün verdiği mücadele sayesinde. Bir keresinde Mustafa Kemal’in Ankara’ya geleceğini duymuştu herkes. Kadınlar, erkekler ve çocuklar dolmuştu meydana, tıklım tıklımdı, iğne atsan bulamazdın. Kadınlar ve erkekler yan yanaydı, ayrım yoktu! Herkes büyük bir sevinçle Gazi Paşa’yı bekliyordu…” diyerek anlatırdı dedem.
Dedemin anlattığı bu hikâye akşam haberlerine bakarken aklıma gelmişti. Gördüğüm haber ise şöyleydi: “Suudi Arabistan’da kadınlar ehliyet almaya başlamıştı. 2018 yılıydı.” Biraz düşündüm ve:
“Dedem haklıymış.” dedim.
“100 yıl önce Zübeyde’nin Sarı Saçlı Kemal’inin kurduğu ülkede Sabiha Gökçen uçak ile “Anadolu’da” dolaşıyordu.” dedim ve bir kez daha yol gösterici liderimiz ile gurur duydum, aynı zamanda onlara layık olma kararım biraz daha pekişti.