Adamlar Yaşamlar 9.Bölüm Recai Oktan

ADAMLAR, YAŞAMLAR 

9. Bölüm

(Bu yazıda okuyacaklarınızın, gerçek yaşamla ilgisi olabilir:
Benzerlikler ise sadece rastlantıdan ibaret olmayabilir.)

Aynı rüyayı ya da benzerini görme tedirginliği ile yeniden uyumaya çekindi. Gün ışımıştı. Üç arkadaşı da yataklarındaydı. Taşevin kapısına yöneldi ve dışarı çıktı. “Bu rüya aslında gerçek ve bilinçaltım ‘yaşadıklarını unutma’ uyarısı yapıyor” diye düşündü. Devamını anımsayabilirdi. Olanlar olmuş, şimdi tehlikesiz bölgeye geçmişti.

***
Emir almış, silahlanmış, yetmemiş ağır iş makinelerini beraberinde getirmiş gruplar, en son kendisinin de bulunduğu 9.Koğuşa yönelmişti. Hepsi gaz maskesi takmıştı ve biri hariç, rütbesizlerdi. Barikatları yıkarak içeri girmişlerdi. Rütbeli olan, gaz maskesini çıkararak, direnişçileri ikna etmeye çalışırken biraz da alttan almış, şunları söylemişti:
“Sizin yiğit direnişinize saygı duyuyorum. Ama bu iş bitti. Direnmeyi bırakıp, hepiniz havalandırmaya çıkın.”

Mahkumlar bir ağızdan, “çıkmayacağız” deyince, gaz maskesini takan rütbeli, dışarı çıkmış, onun verdiği emirle mahkumların bulunduğu bölüme yeniden gaz bombaları atılmıştı. İçerisi nefes alınmaz hale gelince, direnişçiler zorunlu olarak ve kimisi bayılmak üzereyken, havalandırmaya çıkmışlardı. Gardiyanların işaret ettiği ölüm orucuna yatanlar tek tek alınarak hastaneye götürülmüştü. Bu arada kafasına dipçik yiyen bir mahkumun kafası parçalanmış, götürüldüğü hastanede üç gün komada kalmış, geriye döndüğünde, belleğini yitirdiği görülmüştü. Bekir Sıtkı olaylardan sonra ölüm orucuna yeniden başladığını ve daha sonra Bolu F tipi cezaevine götürüldüğünü anımsadı.

Peksimet mahallesinin sırtlarındaki çöplükten yayılan kokunun, doğallığını bozduğu havayı içine çekti, yakınmadan dönüp, taşeve girdi. Mutfak tezgahındaki ocağa çaydanlıkla su koyup, çay hazırlığına başladı.

***
Dereköy, Peksimet, Kadıkalesi, Gümüşlük, Koyunbaba birbirine sınır komşusu mahallelerdir. Çöplük, tümüne yakındır. Tek sorunları çöplük değildir. Burada, Bodrum’un diğer çoğu bölgesinde olduğu gibi, kanalizasyon sistemi yoktur. Bütün evlerin ve sitelerin tuvalet atıklarıyla birlikte çamaşır-bulaşık makinelerinden atılan kirli sular, fosseptik için açılmış çukurlarda birikir, çukurlar dolunca; belediyenin ya da özel kuruluşların vidanjörleri, çukurlardan aldıkları atıkları, çöplüğe yakın yerlere boşaltırlar. Adı, dünyanın önemli tatil beldeleriyle anılan Bodrum’da ilkel, çirkin uygulama hala devam etmekte, fırsatçı vidanjör sürücüleri, araçlarınında daha az yakıt kullanma kurnazlığıyla, atıkları uzağa götürmek yerine bulabildikleri en yakın noktalara boşaltarak, yakıttan artırım sağlama uyanıklığı yapmaktadır.

***
Bekir Sıtkı’yla arkadaşları, Wernicke Korsakofflular ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi çatısı altında, yaşama tutunmaya çalışıyorlardı. Bekir Sıtkı grupta aktif görev almıştı. Cezaevindeki 30 mahkum, yurtiçindeki 220’den, yurtdışındaki 100’den fazla eski mahkumla yeniden ilişki kurulmuştu. Bodrum’un yanı sıra İstanbul, Çukurova, Ankara ve Ege bölgelerinde de örgütlenmeye çalışıyorlardı. Peksimet’teki, çöplük yanında olduğu için değersizleşen taşev, kendilerine düşük bedelle kiralanmıştı. Başka bir ev de İstanbul’da, örgütün kullanması için bağışlanmıştı.

Tüm çabalar, sonuçta ekonomik koşulların yarattığı olumsuzluğa takılıyordu. Gönüllüler, Dayanışma Girişimi’ne destek verse de işler yürümüyordu. Takip edilmesi gereken WK’lı hasta sayısı, bunların sağlık sorunlarındaki derinleşme büyüdükçe, daha fazla gönüllü desteği ve olanağına gereksinim duyuluyordu.
Onlar, tüm çabalarına ve iyi niyetlerine karşın, hasta insanlardı. Kendilerine yardımcı olacak ortamların ve olanakların hazırlanması, profesyonel kadroları gerektiriyordu. İkinci aşamada ise Yaşam ve Dayanışma Alanı’nın yeterli hale getirilmesi, Girişim’e para sağlayan rozetler için üretim atölyesi ve başka atölyeler düzenlenmesi zorunluydu.
Bu projeler arasında önemi bağlamında Sağlık Merkezi, hepsinin ümidiydi. WK’lı hastalara tıbbi destek konusunda bütün terapilerin bir arada yapılacağı, kent odaklı sağlık merkezi için, konuya ilgi duyan sağlık personelleri ile ortak çalışma grubu oluşturulması, işin geri kalan kısmını bu grubun yönetmesi hedefleniyordu.

Bekir Sıtkı, taşevde bir yandan çay demlerken diğer yandan, bu tasarımların gerçekleşmesi konusundaki olasılıkları düşünüyordu. Duyduğu sese döndü. Hasan yatağından kalkmaya çabalıyordu. Hızla onun yanına ulaştı, kalkması ve tuvalete gitmesi için yardımcı oldu.
Yaşam Dayanışma Alanı gerçekleştiğinde, Hasan da dahil tüm WK’lı hastalar, bedensel ve ruhsal anlamda kendilerini daha iyi duyumsayacakları koşullar altında yaşayabileceklerdi.

Devam Edecek

Öyküyü ilk bölümünden başlayarak okumak için tıklayınız. 

Öykünün sonraki bölümünü okumak için tıklayınız.

7

Bu yazıyı da okuyabilirsiniz

Çocukluk Çağımız Daha Güzeldi Sadi Geyik

Anı

Bir cevap yazın