Ağalık Düzeni Kalıntıları

“Feodal kültürün bugünü de etkileyen, pek çok önemli toplumsal özelliği vardır.

-Bir önderin varlığına gerek duymamız, lider çevresinde tepeden örgütlenerek sorunlara çözüm bulacağımızı sanmamız.

-Devletin yönetilenlerin (halkın) hizmetinde olduğunun bilincine varamamamız, ona efendimiz ya da babamız olarak bakmamız.

-Dinsel dogmaların bütünü.

-Bir yerlerde var olan gerçek (doğru) bilgiye ulaşma çabası, bilginin değişikliğine ve gelişebilirliğine uyum sağlayamamamız

-“Akış Kuramı”nı (değişim) kavrama ve uygulamada zorluk çekmemiz.

Kulluk düzeninden günümüze sarkan ve gerçek gerekliliği ortadan kalkmış, ama bütünüyle arınamadığımız feodal kültürden günümüzün kültür ortamına sarkan artıklardan başka bir şey değildir (*).”

Sayılan özellikler sağ partilere oy veren seçmenlerin ayrıncasız (istisna) tamamında yerli yerinde duruyor. Sol partilere oy verenlerin ise “Bir önderin varlığına gerek duyma, lider çevresinde tepeden örgütlenerek sorunlara çözüm bulacağını sanma” var. Bu özelliğinden ötürü olsa gerek; CHP seçmeni 40 yıldır lider beğenmiyor. Atatürk gibi dünya ölçeği üstünde, İnönü gibi dünya ölçeğinde lider mi arıyorlar diye çok düşünmüşümdür. Oysa değil. Bir önderin varlığına gerek duyuluyor ve her şey ondan bekleniyor. Kendini yargılamıyor, lideri yargılıyor. Eleştiri çok, öz eleştiri hiç yok. İlginçtir hem lider beğenilmiyor, hem de her şey liderden bekleniyor. Lider siyaset oyununu kurallarınca oynamaya kalkınca ayaklanıyorlar. İstiyorlar ki bütün risklere lider girsin, bütün sorunlar değişim olmadan çözülsün. Bunlar sadece

Altan Öymen

alkışlasınlar. Çok bilinmeyenli denklem gibi. Altan Öymen bu çemberi kırmak İçin uğraştı, didindi olmadı. Kılıçdaroğlu değiştiremeyeceğini görünce tabana uyum sağladı. Önbilicilk (kehanet) gibi olmasın; taban değişmeden tavan değişmez. CHP değişmeden bu açmazlardan çıkılmaz. 70 yılda demokrasicilik oynayarak geldiğimiz yer ortada.

– Yaşadığınız kentin insanlarına bakın, kentlileşebilenler çok az olduklarından hemen göze batarlar. Kent nüfusumuzun büyük bölümü 1970’li yıllarda yoğunlaşan köyden kente göç nüfusudur. Bakın İstanbul’a; dünyanın en büyük köyünü görürsünüz. Tarih yağması, doğa yağması, her türlü yağma, her türlü talan var. Bakın Türk topluma ağalık düzeninin bütün özelliklerini bulursunuz. Sandık demokrasisi ile ağalık düzeni ortadan kalkmıyor.  Babadan oğula, dededen toruna değişmeyen insanlar ister kentli olsun, isterse Avrupa’da göçmen işçi, ister sağ partili olsun, isterse sol, hiç ama hiç değişmiyorlar. Son teknoloji ürünü telefonu, arabayı almak İçin bütçelerini zorlayan, evindeki mobilyaları eskimeden değiştiren insanlar, konu düşünce, tutum, tavır ve davranış olunca değişmiyorlar.  Toplumbilimciler, ruhbilimciler ivedilikle bu konuya eğilip nedenlerini bulmalılar. Düşünen insan gündem gelecek kaygıları ile sorgulayan aklın ulaştığı doğru bilginin gerçeğinde. Düşünmeyenler kulaktan dolma bilginin, kör inançların karanlığında mutlular. Ne yaman çelişki değil mi?

 

(*) – Ömer Tuncer, 13 Yüzyıl Anadolu Devrimi, Bilim ve Gelecek Kitaplığı s.21

 

ETHEM ARI
İzlemek için
8

Bu yazıyı da okuyabilirsiniz

Çocukluk Çağımız Daha Güzeldi Sadi Geyik

Anı

8 Yorumlar

  1. İlk yaptığım yorumu okudum. O zaman yazdıklarımın arkasındayım. Birini başkan yapıp, tüm sorumluluğu ona vererek dur bakalım ne yapacak deyip verdiği her kararı eleştiren bir toplumuz. Bizde hiçbir parti başkanı cesur adımlar atamaz. Bunu son günlerde ittifaklar konusunda çok net görüyoruz..

    3
  2. Tam yerinde tespitler .Aynen katılıyorum.Dün Yazı Dükkanında “Köy Enstitüsü ” yazısında Hasanoğlan Köy enstitüsünün 1947 kapatıldığı yazıyordu. Hem de CHP döneminde ! bu konuda yorum yapmıştım CHP’yi eleştiren; Üstelik yıllardır üyesi olduğum partiyi..İşte feodal kültürün tezahürü ! Sağ zihniyet devamlı Devleti kutsar,oradan beslenir. Devlet soyut bir kavramdır. Ayrıca ben şahsen kimin ne dediğinden ziyade ,kimlerin neyi alkışladığına bakarım. Bu konular uzun sürer kısa kesiyor, verdiğiniz emeğe kaleme teşekkür ediyorum. Sağlıcakla kalın.

    5
  3. Tülay Çintosun

    Öz, anlatımla feodal yapının hala devam ettiği ne kadar güzel ifade edilmiş. Seçim zamanları kahvehanelerde ıştiare toplantıları yapılarak., hangi partiye oy verileceğini tartışmak. Toplu olarak karar verdikleri partiye oy vermek. Kente gelip kentli gibi yaşamamak. Feodal ağalık düzeninin devam ettiği bir ortamda tek başınıza mücadele etmek o kadar zor ki. İş ortamında, sosyal ortamda, sendika ortamında vs. Çok güzel bir yazı, düşüncelerimi ifade etmişsiniz tebrikler…

    8
  4. Osmanlı Devleti’nin son dönemi ve Cumhuriyet, feodalizmi teorik olarak tamamen ortadan kaldırılmamış, yüzyıllar boyunca devam etmiş olan bu düzen – elbette devam etmektedir. Ağalar, beyler, şeyhler ve aşiret liderleri etrafında bir araya gelen topluluklar olduğu gibi, maddi ve siyasi güç sahibi olan eşraf da, bu bölgede varlığını sürdürmüş halende sürdürmekte.
    Bu nedenle, feodal düzenin günümüzde resmen devam ettiğini söylemek mümkün. Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde ağalık – kulluk, eşrafın sahip olduğu imtiyazlar ve dokunulmazlık, bu sistemin “kalıntılarının” ve “modern boyutlarının” halen devam ettiğini gösterir.
    Ayrıca halkın inancını, din ritüeller kavramıyla korkutup, kendi çıkarları
    doğrultusunda insanlar hem kandırılmış, kullanılmış.
    Günümüz politikaları, çıkar üstüne kurulmuş; bugünkü düzenin
    değişmesi halkın bilinçlenmesiyle düzelir.

    5
  5. Düşünmeyenlerin mutluluğu … Düşünenlerin kaygıları…??

    6
  6. Lider aslında içinde bulunduğu topluluk tarafından kendiliğinden lider olarak kabul gören kişidir.Her hareket kendi liderini çıkarır.Tarihte liderlere baktığımızda herkesten farklı şeyler yaparak,içinde bulunduğu topluluğu doğru yönlendirerek önemli işler başarmış kimseleri görürüz. Yoksa parti kongrelerinde birçok taktik uygulayarak ,delegeyi elde ederek,milletvekilliği gibi makamlar vadederek seçilenler lider değil sadece parti başkanıdırlar.Bunu her parti,sendika veya STK lar için söylüyorum.Ataturk bir liderdi.Feodal düzenin halen hüküm sürdüğü bizim gibi ülkelerde bir koltuk kapan kendini lider zanneder.Herkesin kendine biat etmesini bekler.Elestiriye gelemez.Bu insanımızın tembel ve bananeci tutumununsa etkisiyle devam edip gider.Calismak,elini taşın altına sokmak ,risk almak varken birini başkan seçip karşıdan seyrederek sadece eleştirmek ise en fazla yaptığımız iştir.Bu yüzden bizde köklü değişiklikler olmaz.

    8
  7. Fatmanur Caner

    Evet sevgili yazarımız. Çok yaman çelişki. İnsanların yazınızda andığınız davranış kalıpları , fazlaca düşünmeyi ve emek sarfetmeyi gerektirmiyor. Hazır, kendilerine sunulanı kabul edip sonrada takip ettikleri yol yanlış olunca yolun önderini şefini suçlayıp bir de üstüne Ohh çekmek kadar mutluluk verici bir şey yok çoğunluk için. Bir de üstüne iyiki lider ben değiim diye içlerinden sevinirler. Sanki önderlik etmeye niyetleri varmış gibi. Yer aldığım çeşitli sivil toplum oluşumlarında sade üyelerin kendi oylarıyla seçtikleri başkana ” Sayın Başkanım” hitabını her cümlenin başında tekrar etmeye çabalamaları, bunu derken gözlerini gurur ifadesiyle belertmeleri, hele ki başkanın bunu duyunca kıvançla kabarması bana çok itici gelirdi. Tam da yazıda bahsedilen feodal kültür buydu işte.Çok güzel bir yazıydı. Sağolun.

    8
  8. Eleştiri çok sorumluluk alma yok.Halkın nabzına basıncına duyarlı olmak seçmenle ilişkilerde canlılık yaratmak.Bilinçlenme eğitim çalışmalarıyla kalıcı davranış değişiklikleri sağlamak yararlı olur diye düşünüyorum.
    Çok teşekkürler.

    8

Bir cevap yazın