
İşim gereği ovalarda çok gezerdim çünkü saman götürdüğüm çiftlikler şehirden uzakta arazilerdeydi. Benim kaderim böyle yazılmış, lise bitinceye kadar tütün tarlaları, şimdi de buğday anızları, saman depoları meskenim oldu. Ama güzel tarafları da vardı. Her gittiğim yerde yeni bir şeyler görüyor öğreniyordum.
Sonbahardı, Küçük Ford tamircisi Hasan ustanın çiftliğine saman götürdük. İşçilerim çalışırken ben de etrafı geziyorum. Artezyenin başındaki havuzun yanında iki tane ayva ağacı var, tam da mevsimi. Sarı sarı ayvalar kafam gibi maşallah, çok güzel görünüyordu. Hasan ustaya telefon ettim;
– Usta iki ayva koparmama izin var mı, yoksa çalayım mı ? !?
– Lafı mı olur samancı kopar tabiki.
Ben böyle yumuşak, sulu ve lezzetli ayva görmedim, elma gibi. Bunlar benim için keşif oluyor, kışın fidan dikim zamanı bu ayva ağacının fışkınlarından alıp dağ evimizin bahçesine dikeyim. Yayla havasında da güzel olur mutlaka.
Hasan ustayla hesap görürken, kışın ayva ağacından çubuk alacağımı söyledim.
Yılbaşında, “ay karanlık” iken iki çubuk kestim aynı gün evimizin arka tarafında köşeye diktim bol bol suladım. Ayva ve incir ağacı yetiştirmek kolaydır, dalı uygun zamanda kesip usulünce dikilirse tutar aşı istemez. İncir hemen o yıl, ayva iki üç yıl sonra aynı güzel meyvalarını verir. Ayvanın istediği bol su, hele yazın dibi hiç kuru kalmayacak.

Üçüncü yıl meyva veren ağacımız şimdi 12 yaşında. Bu yıl öyle çok ve güzel ayva yaptı ki bazı dalları yükten kırıldı, kırılmayanlar yerlere değiyordu. “Ayva çok olursa kış soğuk olacak” demiş atalarımız. Öyleyse kışlık reçel ve komposto kavanozlarını doldurmak lazım, hem de organik olacak. Üç ev var, hayat pahalı.

Normal şartlarda Ekim ortasında başlar ayva hasadı ama biz Gönen’e geleceğiz diye 18 Eylülde topladım ayvaları. Ayaklarım, belim problemli merdiven yasak. Tepe dallardaki ayvaları komşumuz Orhan’a bıraktım. Ayva ağacımız çiçek açınca sadece bir kere ilaç attık mecburen, yoksa büyüdükçe şekilleri bozuluyor. İçine cüceler❗ (kurt) giriyor çürütüyor. Ayvalar yayla
havasında çok güzel oldu.

Ne demişler; armudu say da ye, ayvayı soy da ye çünkü kabuğu kalın.
Bir kova kayınvalideye bıraktık, iki kova Gönen’e getirdik. Şimdi bu ayvalardan, Güler hanımla imece çalışarak üç ev için kışlık hazırlanacak. Samancının becerikli ellerinde, eşit boylarda nakış işler gibi doğrandı, su dolu kapta biriktirildi Güler hanıma teslim edildi. Artık reçel olmaya hazır sarı sarı pırıl pırıl lezzetli ayvalar.



Doğranan ayvalar önce haşlanıyor, suyu bir kaba süzülüyor, bu su kullanılacak çünkü. Süzülen suyun yarısına ayva miktarının yarısı kadar şeker katıp kaynatılıyor şurup yapılıyor.

Kaynayan şurubun içine haşlanmış ayvalar dökülüyor, reçel kıvamına kadar (15 dakika) kısık ateşte kaynatılıyor. Kaynatma işi biteceğine yakın yarım limon suyu sıkılıyor, asla limon tozu kullanmıyoruz. Görüntüsü kokusu mutfağın havasını ferahlatıyor beee, pembe pembe. ?? Ayvalar koyu pembe oldu ocağı kapattık.

Güler hanım tencerenin başında, cezve ile sıcak sıcak dolduruyor, yeni kapaklar ile sıkıca kapatıyor. Ben de kavanozların boşunu veriyor dolusunu masaya tersine sıralıyorum. Artık reçelimiz hazır, beş yıl dursa aynı lezzet ve kıvamını korur şekerlenmez. Üç şişesi Çerkezköy’e gidecek oğlumuz Tuğrul’a.
Yarısı kalmış olan haşlama suyu ayva aromalı ve vitaminli nefis, bardak bardak içiyoruz.

Arkadaş alt tarafı bir reçel yaptın işte ne büyütüyorsun. Sanki Çanakkale Boğazına geçilmeyen köprü yaptın dediğinizi duyar gibiyim. ?❗ Ayvanın ağacını ben diktim yetiştirdim hem de yerli ayva çubuğundan, Medine hurması değil bu, ülkemin ayvası, tabiki övüneceğim.
Ayvanın yarısı kaldı ne yapalım? Emziren annelere süt deposu, midenin dostu komposto yani şekersiz konserve hoşaf yapacağız. Samancı bolkondaki tezgahını bozmadan yine başlıyor doğrama işine. Bunlar daha küçük doğranıyor, yerken kaşığa üç dört tanesi gelmeli. Doğranıp su dolu kaba atılan ayvalar yine Güler patrona teslim. Ayvaları yıkayıp süzdü kaynatma tenceresine koydu, üzerini geçecek kadar su doldurdu. Kaynama başlayınca 15 dakika sonra ateşi kapattı. Bundan sonrası kolay, zaten akşam da oldu, yarın devam ederiz.
Akşamüstü çocuklar işten gelip kapıdan girince;
– Ev çok güzel kokuyor, pasta mı yaptınız ?? Dediler.
– Evet pasta yaptık gelin bakın❗
Heykel açılışı yapar gibi kavanozların üstündeki örtüyü kaldırdım.
– Oooo elinize sağlık çok güzel görünüyorlar teşekkür ederiz annecim,
anneye öpücük ?
Öhö öhhöö ayvaları kim doğradı??
– Tamam baba seni de öpeyim.?
– Hadi tencerenin dibini sıyırın bakalım, kış uzun bunlar kışlık.
Sabah oldu, haşlanmış ayvaları kavanozlara doldurduk kendi suyundan ilave ettik. Yeni kapaklarla iyice kapattık. Düdüklü tencerede üçer üçer kaynattı Güler patron. Bu akşam da heykel açılışı yaparız artıkın!! ?
Ayvaları doğrarken çekirdeklerini ayırdım, onlar da Lokman hekim şifa malzemesi. Bazı emziren annelerin meme uçları çatlıyor ve çok ızdırap veriyor. Hemen eczaneye koşmayın, 10-15 ayva çekirdeğini az ılık su ile çay tabağına koyup örtün, bekletin. Çekirdekler yumuşayıp su jel olacaktır. İşte çatlamış meme uçlarına doğal ilaç.

Ben daha kaç yıl ayva toplarım bilemiyorum. Ağaç dikmekle ilgili hayat dersi veren kısacık bir öykü ile bitireyim.
Öykü bu ya; padişah tebdil-i kıyafet muhafızlarıyla sarayından çıkmış ovaları gezmeye başlamış. Yol kıyındaki tarlada çalışan çok yaşlı bir dede görünce meraklanıp yanına gitmiş.
– Kolay gelsin babalık, ne yaparsın bu yaşlı halinle?
– Sağolasın evlat meyva ağacı dikiyorum!
– Dedeee senin ömrün bu ağaçların meyvesini yemeye yeter mi??
– Doğru söylersin evlat göremem belki ama bizden sonrakiler yer, bizden öncekilerin yetiştirdiklerini bizim yediğimiz gibi. ?
Bu cevap padişahın çok hoşuna gitmiş.
– Babalık ben padişahım, bana güzel ders verdin, seni çok sevdim.
-Muhafızlar dedeye bir kese altın verin. ??
Dedi ve atını sürdü.
Dede keseyi aldı, hayret ve sevinçle altınlara baktı seslendi.
Padişahım padişahım‼️
Padişah dönüp dedeye baktı,
– Buyur dede, beğenmedim mı?
Dede altın kesesini göstererek;
-Padişahım benim diktiğim ağaçlar hemen meyva vermeye başladı bile ?? dedi.
Şimdiki padişahlar ağaçları ormanları sevmese de siz ağaç dikin. Hepimiz ağaç dikelim. Zeytin ve meyva ağaçları dikelim. Dünya sultan Süleyman’a kalmadı onlara mı kalacak❓❗
Hoşçakalın,
Sağlıkla kalın,
Sevgiyle kalın.
Mehmet Sönmez
14 / 10 / 2022 Gönen
Mehmet Sönmez’in BÖRÜLCE yazısını okumak için tıklayınız
- Tarihi Su Değirmeni Mehmet Sönmez - 14 Mart 2023
- Trakya’da Bir Günlük Gezi Mehmet Sönmez - 21 Ocak 2023
- İşte O Kaşağı Mehmet Sönmez - 25 Aralık 2022
Elinize emeğinize sağlık. Ayvalar ne güzel değerlendirilmiş. Eşinizle birlikte kış hazırlıkları yapmanıza bayılıyorum. Eşinize ve size sağlıklı, güzel bir kış olsun. Sevdiklerinizle birlikte.
Annemin hikayesi şöyle biter; bu söz üzerine padişah bir kese daha altın verir, ihtiyar “padişahım gördün mü, her ağaç yılda bir kere meyve verir, benimki iki kere verdi” der. Bunun üzerine padişah askerlerine “yürüyün gidelim, biz bu babayla başa çıkamayız, elimizdeki bütün altınları alacak” der ve giderler.?
Çok güzel hikaye, elinize sağlık sizin de, Guler hanımın da. Kışınız sıcak ve tatlı geçsin.