bir sabah daha uyanıyor,
bir bir daha,
öyle yorgan, döşek,
öyle bir tavuğun, sıcak sıcak yumurtlaması gibi,
perdeme, düşüyor film gibi,
bir bebe, bir acı avazda,
ince ince haykırışlar,
öyle bir şey ki bir sese,
bir nefese, tüm acılar,
bir gülme ile ağlamaya,
karışıyor, ne olduğunu bilmeden,
bir ses daha döküldü, “anne”,
o sesi, o dudağı, o kelimeyi,
unutmak mümkün mü?
ya sonrası, bir buketti sevgi,
içimde büyüttüm, bir orman,
koklamadığım, görmediğim,
gül’ün pembesi, kırmızısı ve sarısı,
içimin içinde, bir gonca, ağlıyor,
burnumda kokusu, güzel goncam,
işte bir kadın, işte bir ana,
işte bir bebe, işte bir kayıp,
kadın olmak ya da olmamak,
ben biraz kayıp, en çok da günü verilmiş adı unutulmuş “kadın” gününde…
Sibel Karagöz
#sibelkaragözşiirleri
#sibel_karagoz
Öğretmen bir babanın tek kızı, üç tane abinin kız kardeşi, melek annemin yavrusu olarak Bolu’nun Göynük ilçesinin köy lojmanında, sıcak bir Ağustos gününde doğmuşum.Takvimler 17 Ağustos 1973 ü gösteriyormuş, köy ebesi gelmemiş,ebem komşu teyzeler olmuş.El bebek gül bebek büyümüşüm, gerçek adımı okul sıralarında öğrendim.O zamana kadar çeşit çeşit isimle çağırılıyordum. Okul kütüphanesinde büyümüşüm,okuma yazmayı abilerimi kıskandığım için okula gitmeden öğrenmişim.İlk okuduğum kitap, Cin Ali. Sonrası geldi. Okuldakiler bitince, komşu köylerdeki okullara dadandım.Şehre gidenler, “ne istersin?” diye sorduklarında; kitap derdim, yemek içmek gibi...
Sonra, büyüdük ve orta-lise için şehre taşındık.Üniversite Seramik Bölümü, Formasyon alıp sınıf öğretmenliği, o da yetmedi maliye derken,bitirmeden bıraktım.Evlenip yurtdışına gittim, 7 sene kaldım. Bir kızım var, 18 yaşını bitiriyor. Yurda döndüm. İyi gitmeyen bir evlilik, ağır bir boşanma süreci, boşanmak istemeyen bir eşvesürekliçocuğumu görememek korkusu sonucu ilk atağımı geçirdim. MS tanısı konuldu.2014’ten beri ayakta durmak için mücadele ediyorum.
Çok defa atak geçirdim, yürüyemedim, konuşamadım, burnumdan beslendim. %80 engelli olduğum için kimse ayağa kalkabileceğime inanmıyordu.Ama yılmadım. Tekrar ayağa kalktım.
Birçok insan acıyarak bakıyordu bana; duyuyordu.Şimdi annesi var, o ölünce kim bakacak, diye...
Ailem hep destek oldu sarıp sarmaladı.
Ama acılarım içimde büyüdü, 7 senedir kızımı görmedim, sesini duyamadım...
Doktorum bir atağımda dedi ki;
-Neden içine atıyorsun?Bağır, küfret, içindekini boşalt...
Yapamam, dedim
O zaman yaz, dedi
Ne yazayım, dedim
Annem dedi ki; kızım şiir yazar.
Doktorun, evet şiir ya, paylaş,takip edeceği, dedi
Şiir yazmaya başladım, rahatlattı.
Artık tutunduğum bir dal var.
Kızıma söylemek istediklerimi şiire döktüm...
Kısa öykü denemelerim de var.