Bir Zamanlar Gazeteciydim – 4 – Asfalt Rıza – Recai Oktan

ADANA’NIN SAYILI KABADAYILARININ SONUNCUSU:

ASFALT RIZA

Kabadayılık, bizim topraklarımızda tüm raconları (kuralları, yöntemleri, uygulamaları) ile Cumhuriyet’ten önce de varmış. Kabadayılık genellemesindeki bu ilginç ve yakından değerlendirilmesi gereken insanlar, Devlet’in de el altından desteklediği yapılarını Cumhuriyet’ten sonra 1970’li yıllara değin, adlarına yakışır biçimde sürdürmüşlerdir.

Toplumun tüm değerlerine ve sosyal dengelerine saldıran “vahşi kapitalizm”, Kabadayılık kurumunu da kendi çarpık düzeni içinde öğütmüş ve kabadayılığın yerini paralı askerler (parayla her yasadışı iş yaptırılanlar) alınca; yoksulun, arkasızın, ezilenin yanında duran kabadayılar nesli bitmiştir.

Gazetecilik yıllarımın büyük bölümünün geçtiği Adana’da, Sayılı kabadayılarının sonuncusu diyebileceğim Asfalt Rıza ile yolum sık sık kesişti. Kesişmese olmazdı! Asfalt Rıza, kendini toplumun tüm katmanlarına ve Devlet’e (resmi kurum ve kuruluşlara) kabul ettirmiş, işadamı olmuştu. Gazeteci olarak, bu renkli insanın yaşamı ilgimi çekmişti. Çoğu kendisinden dinlediğim yaşamından alınmış gerçek anıların yer aldığı aşağıya aldığım yazıyı, Asfalt Rıza’nın ölümünden bir ay sonra (Mayıs 1989) sahibi ve başyazarı olduğum Klas Dergisi’nde paylaşmıştım.

Yıl 1926.

Nisan ayının on dokuzu.

Adana’nın Çınarlı mahallesinde, sosyal anlamda geliri ortanın altında olan bir aileye, sağlıklı erkek yeni doğan katılıyordu. Babasının isteği üzerine adı RIZA konuyordu. Yaşamın hangi ilginç rastlantısıdır ki, Rıza, 63 yıl sonra yine bir on dokuz nisan günü, yaşama veda diyordu.

Doğumu ve ölümü aynı ayın aynı gününe, değişik yıllarda rastlayan Rıza, çocukluğunu Çınarlı Mahallesi’nin boş arsalarında; akranlarından Çakır Ali, Ali Hoşerler, Alaman Mustafa, Karambo Hüseyin, Hokey Osman gibi arkadaşlarıyla uçurtma uçurarak, gülle oynayarak, fırıldak çevirerek, futbol topu peşinde koşarak geçirmiştir.

Yazıyı hazırlarken, Asfalt Rıza’nın çocukluk arkadaşlarından bazılarıyla görüştüm. Çakır Ali ve Hokey Osman babamın da yakın arkadaşlarıydı. Onlardan dinlediklerim, Asfalt Rıza’nın çocukluğuyla ilgili şöyle bir profil çiziyordu:

Rıza bütün oyunlarda ütmek (kazanmak) istermiş. Babasının etkisinden ve eğitiminden olmak üzere barışçı yapısı varmış ve arkadaşları arasındaki anlaşmazlıkları o bastırır, sorunlarını çözmede yardımcı olurmuş.

İlkokul da öğretmenlerin ve okul yöneticilerinin sevgisi kazanmış, okulunu “pekiyi” dereceyle bitirmiş.  Ardından o dönem Adana’nın 3 ortaokulundan biri olan İstiklal’e kayıt yaptırmış. Derslerine çok çalışan bir öğrenciymiş. Öğretmenlerinden eleştiri gelmemesine dikkat edermiş.

O Ortaokulu bitirince, yüzme sporuna yönelmiş. Daha sonra Adana’nın ve Türkiye’nin yüzme sporundaki ünlü adları olan Muharrem Gülergin, Halil Dalhan, Faruk Suvar gibi yüzücülerin yanında, uzun mesafeli (örneğin 1500 metre) yarışlara katılarak, iyi dereceler elde etmiş.

Asfalt Rıza’nın fotoğrafları fazla değildir. Bu fotoğraf kabadayılık yolunda yürüyen iki kardeşin Asfalt Rıza ve Süleyman Sırrı’nın birlikte çektirmiş oldukları az sayıda fotoğraftan biridir. Süleyman Sırrı’nın yaşamı, Rıza’dan farklıdır ve yaşamının büyük bölümünü, işlediği suçlardan ötürü, Orta Doğu ülkelerinde kaçak olarak geçmiştir.

ORTALAMA GENÇLİKTEN  KABADAYI GENÇLİĞE GEÇİŞ

1940’lı yıllara az kalmıştır. O yıllarda, Adanalı gençlerin özentisi, yiğitlik ve kabadayılıktır. Yaşadığı mahalledeki sosyal ortam, fizik yapısı ve içten dürtülerle Rıza da yiğitlik, kabadayılık akımına kendini kaptırıyor. Sırtında ipek gömlek, lacivert takım elbise, ayağında parlak rugan ayakkabılar:

Adana’nın o günlerdeki tek asfalt yolu olan Atatürk Bulvarı’nda, kaldırımları arşınlayıp, tanıdıklarıyla selamlaşarak, günlerini geçirmeye başlar ve uzun süren bu asfaltta gerçekleştirdiği yoğun gitgeller nedeniyle lakabı da ASFALT olur.

O yaşlarda, bileğine güvenerek sonuçlandırdığı ve açığa pek çıkmayan olaylar nedeniyle, Adanalı tanınmış kabadayılar arasında adını ön sıraya yazdırır.

ASFALT RIZA, İŞ ALEMİNDE

Asfalt Rıza’nın 30’lu yaşlarından başlayarak, geçimini yasadışı yollar yerine, yasal yollardan kazanmak için girişimlerde bulunuyor. İnşaatlar için kum, çakıl nakliyeciliği, eğlence sektöründe gazinoculuk ve çay bahçesi işletmeciliğiyle, adını sadece Adana’da değil İstanbul’da da duyurur.

EMİRGAN GÜNLERİ

Asıl şöhretini, Adana’nın Atatürk Caddesi’ndeki Devlet’e ait boş ve büyük bir alanı uzun yıllığına kiralayarak, burayı halk için ucuz eğlence yeri haline getirmesiyle kazanır. Adının İstanbul’daki Emirgan Koru’sundan  alan ve Emirgan Çay Bahçesi adı verilen yerde, Türkiye’nin en ünlü sanatçıları program yapmakta, Adana’nın orta halli hatta yoksul sayılabilecek aileleri, burada çay parasına sanatçıları izlemektedir.

FARKLI KABADAYI

Adana’nın sayılı kabadayılarının çoğunun, kumar ya da gazino aleminde boy attığı bilinir. Bunların aksine olarak Asfalt Rıza’nın kumarı hiç sevmediği ve kumar alemine asla girmediği belirtiliyor. Bir kabadayıda pek rastlanmayan tutkusu ise, okumakmış. Yaşar Kemal’in İnce Memed kitabını elinden düşürmez, Memed’in yaptıklarına çok özenirmiş.

RACON KESME GÜNLERİ

Asfalt Rıza olgun yaşlara geldikçe, içinde bulunduğu kabadayıların saygısını da kazanmış. O günlerde, Adana’nın sayılı kabadayıları arasında ortaya çıkan anlaşmazlıklarda racon kesmeye (anlaşmazlığı kabadayılık dünyasında geçerli kurallara göre sonuca bağlamak) başlamış, bu alanda sözüne en fazla saygı gösterilen kabadayılardan biri haline gelmiş.

DİĞER ÖZELLİKLERİ

Asfalt Rıza’nın yaşamıyla ilgili kendisinden dinlediğim anıları pek çoktur. Kendini anlatmayı ve övmeyi sevmeyen yapısı nedeniyle de az konuşan biriydi. Arkadaşı Hokey Osman, onun için şunları söylemişti: Asfalt Rıza arkadaşımız bonkör, mert ve duygusaldı. Fazla dindar olmamakla birlikte, eş dostla cuma namazı kılmak ister, önemli bir konu yoksa mutlaka cuma namazına giderdi.

MAPUSLUK GÜNLERİ

Adana’da polis muhabirliği yaptığım günlerdi. Asfalt Rıza, Barcı Halil namıyla anılan gazino patronunun ölümüyle sonuçlanan cinayetin azmettiricisi olarak tutuklanmış, haber Adana’da günlerce konuşulmuş, bizim gazetede ve diğer gazetelerde haber olmuştu.

Bar ve gazinolarda olaylar, genellikle gecenin bitiminde, sabaha karşı saatlerde meydana gelirdi. Nedeni de alkol ve barda çalışan konsomatrisler (bar, gazino gibi eğlence yerlerinde çalışan, müşterilerin daha fazla para harcaması için masalarına gidip, onlarla oturan, yiyip içerek çalıştığı yere kazanç sağlayan kadın) yüzünden meydana gelirdi. Barcı Halil’in öldürülmesi ise bambaşka bir konuydu ve bir barın işletmesinin el değiştirmesi gibi daha ciddi konudaydı.

ASFALT RIZA’NIN SAVUNMALARI

Asfalt Rıza, olayla ilgili duruşmalardaki tutumuyla, ününe ün katmıştı.  36 yıl hapis isteğiyle yargılandığı Mahkeme’de, duruşmalara hep kendisi katılmış, avukat istememiş ve savunmasını da kendisi yapmıştı.

Sonradan öğrendik; okuma meraklısı Asfalt rıza, Türk Ceza Kanunu da okumuş, kendine yüklenen ve yüklenebilecek suçlarla ilgili hükümleri bir bir öğrenmişti.

Duruşmalarda, Mahkeme Heyeti’ne eksiksiz savunmalar sundu.  4-5 ay süren celselerden sonra, delil yetersizliğinden serbest kaldı.

Asfalt Rıza’nın yaşantısı boyunca defalarca tutuklandığı ama bu tutuklanmalarının hiç birinin yüz kızartıcı suçlar nedeniyle olmadığı biliniyor.

KABADAYI ANASININ DUASI

(Aşağıda okuyacaklarınız, gazeteci olarak, Asfalt Rıza’nın ağzından alabildiğin az sayıdaki anılarındandır.)

“Bir Pazar günü idi. Annem ailemizdeki herkesin sevdiği içli köfte yapmıştı. Hepimiz yemeğin başındaydık. Tam yemeğe başlayacaktık, annemin gözleri kapalı, sessizce bir şeyler mırıldandığını gördük. Dua ettiği belliydi. Duası bitince, tabaklarımıza servis yapmaya başladı. Merak ettim, dayanamayıp, niçin dua ettiğini sordum. Aldığım cevap şöyleydi: “Sen ve kardeşin Süleyman’ı 2 yıldır aynı sofrada bulamıyorum. Biriniz dışarıdayken, öteki cezaevinde oluyor. Bugün ikiniz de sofradasınız. Bu durum hiç bozulmasın diye uzun uzun dua ettim.”

KABADAYILIK VE MERTLİK ÖRNEĞİ

(Bu öyküyü, öyküde sözü edilen ve bu yazıyı hazırladığım yıllarda orta yaşlarına varmış, evli olduğu için de adını vermenin etik olmayacağı kişiden dinledim.)

Asfalt Rıza, delikanlılığının en coşkulu günlerini yaşıyor ve yaşamında ilk kez aşık oluyor. Aşık olduğu genç kız, Adana’daki bir banka şubesinde çalışmaktadır. Asfalt Rıza, bankaya her gittiğinde, kendini farklı hissetmekte ve bankaya sık gitmek için bahane aramaktadır.

Bankacı kıza aşık olmuştur ve yaşamını onunla birleştirmek istemektedir. Ancak genç kız sözlüdür ve O da gelecekteki eşini sevmektedir.

Kısacası, Asfalt Rıza’nın aşkı, karşılıksızdır.

(Öykünün gerisini, konunun diğer kahramanından dinleyelim:)

“Rıza bey sık sık bankaya uğruyor, bahaneler bulup evimize geliyor ve aileme tam açık olmasa bile, bana duyduğu ilgiden söz ediyordu. Tek isteğinin benimle evlenmek olduğunu söylüyordu. Bu ısrarlar karşısında bir parça korkuyor ve çekiniyordum. Beni asıl ürküten, onun kabadayı kökenli şöhretiydi. Kimseye belli etmiyordum. Günlerce kararsızlık geçirdikten sonra kararımı verdim. İşletmeciliğini yaptığı yere gittim. Karşısında beni görünce çok şaşırdı. Korkuyla karışık büyük bir heyecanla ve bir solukta şunları söyleyiverdim: ‘Bakın Rıza Bey, bana olan ilginizi biliyorum. Ancak ben sözlüyüm ve sözlümü çok seviyorum. İşte yanınıza kadar geldim, elinizi vicdanınıza koyun ve karar verin; isterseniz beni elde edebilirsiniz veya bu sevdadan vazgeçip, sevdiğim gençle evlenmeme razı olursunuz.’

Sözlerim onu çok etkiledi, belki de sarstı ve duygulandırdı. Bana dedi ki, ‘şu andan itibaren sen benim dünya ahret kız kardeşimsin. Git, sevdiğinle mutlu ol. Karşılaşacağınız her zorlukta yanınızda, size destek olurum. Gelecekteki eşin seni üzerse, bana haber ver.’

Onun bu büyüklüğü karşısında ben de duygulandım ve teşekkür ederek oradan ayrıldım.”

KABADAYININ YAŞAMINDA SON PERDE

Asfalt Rıza, uzun sayılacak bir insandı (boyu 180 santimetre civarındaydı).İri yarı, güçlü kuvvetli, tuttuğunu koparan bir yapıya sahipti.  Sosyal yönü de kuvvetliydi. Tanıştığı kişiler arasında, seçtikleriyle kolay dost olurdu.  Çevresine bonkördü ve yaşama bağlıydı. .

Asfalt Rıza’nın yaşamının son perdesi, acı ve kahırla dolu olarak geçti.

Kendi ölümünden 5-6 ay önce, 2 çocuğu, banyoda tüp gaz zehirlenmesinden ölmüştü. Oğlu da kısa süre sonra tutulduğu hastalık nedeniyle öldü. Bu olaylar Asfalt Rıza’nın yaşama tutunma nedenlerini kırıp, koparttı.

Evlatlarının acısının yarattığı kahır; diğer yaşamsal acıların olumsuz etkileri, bedeninin direncini kırmıştı. Yaşadığı sağlıklı günlerin korkulan, sevilen, sayılan, güvenilen kabadayısı yatağa düştü. Kolay kolay yıkılmayan direnci, ölüm karşısında yetersiz kaldı.

Asfalt Rıza, 19 Nisan 1989’da geçmişini, anılarını, kabadayılık öykülerini belgeliklere bırakarak, aramızdan ayrıldı.

Yazar: Recai Oktan

Her hakkı saklıdır. Bu yazının tamamı ya da bir kısmı, ancak Recai Oktan ve Yazı Dükkanı Akademisi sitesi kaynak gösterilerek kullanılabilir.

 

8

Bu yazıyı da okuyabilirsiniz

Çocukluk Çağımız Daha Güzeldi Sadi Geyik

Anı

7 Yorumlar

  1. Halil Naci Ergölen

    Asfalt Rıza’nın yaşamı, en çok da bankacı sevdiği ile ilgili anısı beni etkiledi. Okumuş olması, diğer kabadayılardan ayrıcalığı da etkileyen bir başka yönü oldu. Şimdi nerde böyleleri… Emeğinize sağlık başkanım.

    3
  2. Naciye Aktaş Koçak

    Keşke bütün kabadayılar Asfalt Rıza gibi olsa. Bir kabadayıya korkudan değilde minnetle saygı duyacağım hiç aklıma gelmezdi. Asfalt Rıza’nın öncelikleri insan ve insani değerlermiş.
    Işıklarda uyusun.
    Çok güzel bir anı yazısı. Kaleminize, yüreğinize sağlık değerli Recai Hocam. Saygılar

    2
  3. “Tüfek icat oldu mertlik bozuldu” denir.Hak hukuk adalet parayla aranır oldu.Para insanlığa damardan verilen madde bağımlılığı etkisini sürdürüyor.Güçlü güç zehirlenmesinin ayrımında değil.
    Asfalt Rıza arkasında anılacak izler bırakmış.
    Çok teşekkürler.

    2
  4. Yaşar Kemal Çukurova konulu romanlarında doğadaki değilimle birlikte Ağalık düzenindeki değişimi ağaların tutum ve davranışları üzerinde anlatır. Çalışanın (marabanın) her türlü sorunuyla ilgilenen ağalar yerine üretim zamanı ücretli çalıştıran, bunun dışında maraba ile hiç ilgilenmeye ağalar gelir. Adana’nın son kabadayısı Asfalt Rıza’dan günümüze bakınca insanın “keşke kabadayı olsalar” diyesi geliyor. Çünkü artık adları bile kabadayı değil, mafya. Bizden değil, dışardan. Anıların güzelliği geçmişe ayna tutması. Toplumsal değişimi yaşanmışlıklarla anlatmasıdır. Sağ olasın Recai Oktan.

    2
  5. Bir kabadayının öyküsünü anlatan bu güzel yazınız için teşekkürler.Artik Kabadayılarda eski kabadayılar değil.Eskiden korku ile birlikte saygı da uyandıran,güçsüzün hakkını yediremeyen kabadayılar yok şimdi.Onlar bile bozuldu.

    3
  6. Yüreğiniz sağlıklı, kaleminiz güçlü olsun. Asfalt Rıza ile ilgili pek çok anı dinledim; en çok da gazinoya getirttiği bir çok ünlü sanatçıyı Adanalıya dinlettirdiği. Belediye çevresindeki gazinosu o zaman Adanalının eğlence yeri imiş.
    Halkın yanında olan İnce Memedlerden, Asfalt Rızalardan; sırtını devlete dayayan devletin pis işlerini yapan “sözde” kabadayılara..! Her şey bozuldu…Kabadayılık da bozuldu!

    2
  7. Fatmanur Caner

    Çok ilgi duyarak okudum. Filmlere konu olmalı bu yaşamlar. İlgimi çekip beni düşündüren dönem, okulda eğitim başarısı onun için öndeyken kabadayılığa evrilme sürecinin sosyolojisi dönem analizi o da başlıbaşına ayrı bir araştırma konusu haliyle. Çok teşekkür ederiz Recai Öğretmenim.

    4

Bir cevap yazın