Bozkırın Filizi Hatice Altunay

BOZKIRIN FİLİZİ/ KÖYLERİMİZİN YALIN SESİ

Mahmut Makal kimdir? Ömrünün son anlarına kadar karanlıkla savaşını sürdürmüş bir eğitmen. İvriz Köy Enstitülü öğretmen olduğunu hepimiz biliyoruz. Yazarın kimlik bilgilerinden aldığım en çarpıcı öz bir çiftçinin oğlu olmasıdır.

Köy çocuğu olmasıdır ki Bizim Köy adlı yapıtını gün yüzüne çıkarmıştır. Bozkırın dilini, yaşamını umarsızlığı yansıtırken, bir yandan da çözüm arayışlarını aralar yapıtlarında, eğitmenliğinde…
“…Dünden bugüne bizim köy geçim derdi.
İlkel tarım, ilkel hayvancılık
Beslenme bozuklukları
Devlet ve köylü çatışmaları
Başlık parası derdi
İşsizlik
Ve
Din sömürüsü…”

Eh ne diyebiliriz ki eğitmenim… Dünden bugüne bir arpa boyu gidememişiz. Daha kötüsü ilkel de olsa olan şeyler bugün yok, içler acısı değil mi?

“….Öyle ki çok akşamlar işimi gücümü bırakıp onlar için yazı bulup okuyorum.Dört gözle bekliyorlar.Sesli okumaktan ,az çok dil damak yorulsa da onların beğendiklerini, bir şeyler öğrendiklerini gördükçe yorgunluğumu unutuyorum.” Bizim Köy

Kendini tümüyle köyün aydınlanmasına adamış bir eğitmenin anısı önünde eğiliyorum. Belki de onun savaşımı bana ve öğretmenliğime güç veriyor kim bilir…

“… Benim zavallı memleketim sana ne kötü tohumlar ekiyorlar.” Makal.

Evet, o kötü tohumların hasadı alındı bile. Köy enstitülü önder eğitmen olarak sorunun bugünlere uzanan sızılı yanları için ömrünün sonuna kadar savaştı. Kendini koşulsuz eğitime adadı.

Büyük eğitim devrimcilerinden biriydi Makal. İsmail Hakkı Tonguç’un “İlk bomba patladı, arkası gelecek.” dediği Bizim Köy romanıyla köy enstitü kültürünü ateşlemiştir. Dünyada yankı uyandıran eseri birçok dile çevrilen, Türk Edebiyatının büyük üstadı Yeni Kuşak Enstitülerin içinde verimli çalışmalar yapan, 2011 Mustafa Necati öğretmenlik onur ödülü sahibi köy sorunlarına ve eğitime ışık tutan bir yazardır.

Eğitmenimiz yazdı, konuştu ve bu yolda ömrünü tüketti. Sonsuza göçüp gitti. Bizim köylümüz bozkırda yine dertler yumağında boğulmuş gitmiş… Yoksulluk, umarsızlık diz boyu…

Neden köy enstitülerin kapısına kilit vurulduğu pek açık değil mi? Köylülerimiz uyanmasın yeter!..

“…Okuyun! Derdi Okumazsanız uyanamazsınız! Uyanamazsanız düşünemezsiniz” kurtulamazsınız. Anımsı acımsı…

İşte! Sevgili okurlar Mahmut Makal’ın okuyun dediği noktada neredeyse kitaplara yüzümüzü çevirdik, el yordamıyla karanlıktan çıkış arıyoruz.
Buraya kadar hemen herkesin belleğindekileri aktardım bir de bana özel olan o muhteşem insanı anlatacağım. Onun Bizim Köy adlı yapıtı yazar arkadaşım İslam Çankaya tarafından bana imzalı olarak ulaştı. Kendisini ziyarete gittiğinde Marmaris’te öğretmen arkadaşım var deyince nasıl da mutlu olmuş, büyük bir sevinçle bana imzalamış. Yüzünü göremediğim deniz yıldızlarına ulaşan yazarımıza telefonla teşekkür ettim, kulakları zor duyuyordu. Eşi Naciye Hanım ulaklık yaptı son günlerinde konuşmalarımıza.
Bendeki izi derin olan yazarımızı yapıtı ile harçlıklarımdan biriktirip aldığım Bizim Köy yan yana duruyor kütüphanemde.

Bedenler ölümlüdür, düşünler, yapıtlar ölümsüz… Yeni Kuşak Köy Enstitüleri içinde ve bize bıraktığı aydınlanma kalıtlarıyla Mahmut Makal bizimle yaşayıp gider.

Durağın aydınlık olsun! Bizim belde Marmaris’ten sesini aldım sesime kattım. Mekânın ışık olsun!..
Bozkırlardan selam olsun! Bizim köy senin ruhunla yaşar!

Hatice Altunay Gül Yüzünün Dileği adlı Deneme

HATİCE ALTUNAY
HATİCE ALTUNAY son yazıları (Hepsini Gör)
3

Bu yazıyı da okuyabilirsiniz

Çocukluk Çağımız Daha Güzeldi Sadi Geyik

Anı

Bir yorum var

  1. Rahmetli Makal hocamı, Talip Apaydın hocamı, Osman Bolulu hocamı, Ali Dündar hocamı, Doğan Soydan, Celal İlhan… Ankara İzmir Caddesi Deniz Kahvesinde ANKARA DOSTLARI MASASI toplantılarında tanıdım. Yaza denk getirilen seçim için Ankara’ya döneceklerini bir oy bile olsa değerlendirilmesi gerekliliğini anımsatmalarda bulunmuşlardı. O toplantılarda bir çok imzalı kitaplarımı severek okudum. Arada yinelediğim oluyor. Mahmut hocamın kitaplarını ve Köy Enstitüleriyle ilgili onlarca kitap kitaplığımın değerlileri arasındadır. Yaşayanlara sağlık, hakka yürüyenleri saygıyla anımsamak istiyoru. Işıklarda uyusunlar!

    1

Bir cevap yazın