Çanakkale’de Halenur Kor

Çanakkale’ye ilk gidişimdi. Günler öncesinden oradaki şehitlerimizin mânevi huzuruna gideceğim için çok heyecanlıydım. Ben bir şehit torunuydum. Bunun gururunu tâ çocukluğumdan beri hisssediyordum. Ne zaman Çanakkale adını duysam, yirmi bir yaşında evlâdını kaybetmiş bir anne olarak içimi târifsiz bir duygu kaplıyor, tüylerim ürperiyordu. Onun için hissettiklerimi anlatmam mümkün değil. Hele de o yüreğe işleyen Çanakkale Türküsünü duyduğum zaman, şehit olmuş yüzlerce yağız delikanlı önümden masum ve tertemiz yüzleriyle resmi geçit yapıyorlar sanki… Hepsinin alnından öpmek geliyor içimden… Hepsi benim oğlum sanki o anda…

O isimsiz kahramanlar…
Onlar… Yüreklerimizde gururla, minnetle taşıdığımız sızılar…
Yurdun her köşesinden koşup gelen nur yüzlü gurur âbidelerimiz…

Seneler önce, Çanakkale Şehitliği’ne, Ahmet Yesevî Vakfı’nın ve sayın Erdoğan Aslıyüce’nin organize ettiği bir gezi ile gitmiştik. Şehitliği dualar, fâtihalar okuyarak dolaşıyorduk. İçimizdeki duyguları anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalıyordu. Gencecik toprağa girmiş bir çok vatan evlâdı… Onlar en yüksek mertebeye erişmişlerdi.

İnanılır gibi değildi ama, o şehitliği gezerken, duvarlarının örüldüğü her taşta, sanki onların yüzlerini görüyordum. Her taşta değişik bir çehre… Gözlerimin, beynimin bana oynadığı bir oyun muydu, yoksa ölümsüzlüklerini, ölmediklerini mi anlatmaya çalışıyorlardı bilmem. Kiminin gözleri açık, kimi gülümser gibi, kimi özlem içinde, ama hepsinin de yüzünde dingin, vatan için can vermenin gururu vardı. Orda ne kadar durdum bilmiyorum. Ama onların ölmedikleri, oradaki her filizde, açan her çiçekte, toprakta, taşta da olsa yaşadıkları aşikârdı.

Orada nöbet tutan kahraman askerlerimize, daha önce çoğalttığım ÇANAKKALE ASLANLARI şiirimi dağıttım. Hepsinin gözlerinden, alınlarından öpmek istedim. Onların yaşında bir erkek evlâdını kaybetmiş bir annenin iç sızısıyla, hepsine sevgiyle seslenip, ölen oğlumun ömrü sizlerin olsun, sizi yüce Allah korusun diye dua ettim.
Dönerken içimde bir ses devamlı bağırıyordu: VATAN SAĞ OLSUN! VATAN SAĞ OLSUN!

Seneler geçse de, orda duyduğum duyguları unutamam. Allah (C.C.) onları hep korusun. Şehitlerimize de rahmet eylesin.

ÇANAKKALE ASLANLARI

Gözler şimşek, gönül ateş koştular,
Kükreyip arslanlar, taşıp coştular!

Göğsü iman, dili Kur’an taştılar,
’Allah Allah’ diye dağlar aştılar!

Zafer için koşan yürekler harlı,
Vatan aşkı sarmış, sanmayın karlı…

Mehmet’i korkar da kaçar sandılar,
Şehadete koşup, nûra kandılar…

Yılmadan koşuyor kahraman nefer,
Tarihler yazacak, destan bu sefer…

Düşman dayanamaz, yok gözünde fer,
Allah için koşun, bizimdir zafer!

Coşup akıyorlar, çılgın sel gibi,
Aziz vatan için eser yel gibi,

Türk’üz, her gönülden sesleniyoruz,
Vatan sevgisiyle besleniyoruz!

Kükreyip atıldı, savaştı mertçe,
Bağrın açmış, siper etmiş cömertçe!

Tekbirle inledi yürekler pakça,
Savaştılar yalın kılıç, erkekçe!

Anafartalar’da Mustafa Kemâl,
Arıburnu Cephem şehitlerle al,

Esat, Vehip Paşa, bir çok miralay,
Koşuyor askerler bak alay alay!

Hepsinin yüreği şimdi bir volkan!
Yiğit askerlerim düşmana kalkan!

Dereler, tepeler boyanmış al kan!
Atam sesleniyor: ’’Vatanım çalkan! ’’

Bir değildi, iki değil, beştiler,
Aynı köyden, yanan kor ateştiler!

Sanılırdı, hepsi de kardeştiler,
Ufukta parlayan bir güneştiler!

On sekiz Mart günü albay Cevat Bey,
Diyor:’’Bu zaferi duysun dünya, hey!

Verdik, burda koşup binlerce şehit,
Türk başını eğmez, tüm dünya şâhit…

Cana bin can katmış askerim sanki,
Bu öyle bir savaş, öyle bir an ki,

Hangi ilden bunca şehit seçilmez,
Diyor: ÇANAKKALE BİLLÂH GEÇİLMEZ! ’’

Şehit, besmeleyle toprağa konur,
Babalar ürpermiş, duyarlar onur.

Anadır, olsa da gözleri yaşlı;
Başlarında hâle, yüzlerinde nur!

Vatan kutsal deyip, Mehmet çağlıyor,
Düşman yenik düşmüş, hep kan ağlıyor.

Mustafa Kemâl’le yer gök inlesin!
İstiklâl Marşını herkes dinlesin!

Hâlenur Kor

Bir kaç sene sonra Maltepe Ordu Evinde Gazilerimiz için bir gece yapılıyordu. O akşam için rahmetli arkadaşım Hayret Gürkanlı, (her zaman o gür seslenişleriyle okurdu şiirlerini) ve ben şiirlerimizi okumak için davet edilmiştik. Gazilerimizin bu gecesine katılıp, onlara seslenmek daha da heyecanlandırıyordu bizi… Hayret Hanım’dan sonra, ben de büyük bir coşku ile tüylerim diken diken, ‘Askerim Artık’ şiirimi okudum. Orada bulunan paşa, şiirimi elimden adetâ kaparak aldı. Oradaki mânevî hava hepimizin millî duygularımızı galeyana getirmişti… Ben bir şehit torunuydum. Dedem Yemen’de şehit düşmüştü. Ben bir asker eşiydim. Kendimizi bildik bileli yürekleri vatan için atan insanlardık biz… Biz, erkek veya kadın, Çanakkale ruhuyla bilenmiş duyguların içimizde, damarımızda gezdiği vatan sevdâlılarıydık…

İçimizdeki o ses: ‘NE MUTLU TÜRKÜM!’ diye sesleniyordu…

 

5

Bu yazıyı da okuyabilirsiniz

“Fortuna Zakłady Bukmacherskie ️ Informacje O Bukmacherz

“Fortuna Zakłady Bukmacherskie ️ Informacje O Bukmacherze Oferta Powitalna Fortuna Content Czy Zakłady Bukmacherskie Fortuna …

2 Yorumlar

  1. Kaleminize yüreğinize sağlık ,oğlunuzun kaybı için sabırlar dilerim

    0
  2. Tülay Çintosun

    Duygularınızı çok güzel dile getirmişsiniz, tebrik ediyorum. Evladınızın kaybından dolayı sabırlar diliyorum…

    0

Bir cevap yazın