Datça’da Serbest Dalış Esmeri Alev Ekebaş

RÖPORTAJ: ESMERİ ALEV EKEBAŞ
FOTOĞRAFLAR: GÖKÇER KARAAĞAÇ / AYTUĞ ALAGÖZ

DATÇA’DA SERBEST DALIŞ

Datça’da Serbest Dalış röportajı için Datça Tarihi Araştırmacısı, İstanbul’da çeşitli kolejlerde öğretmenlik yapmış, voleybol antrenörü, Datça Uçanbalık Dalış Merkezi bünyesinde serbest dalış eğitmeni, on parmağında on marifet olan arkadaşım Gökçer Karaağaç ile görüştüm.


Gökçer KARAAĞAÇ: “Datça; coğrafi yapısı ve iklim özellikleri ile serbest dalıcılar için bulunmaz bir yerdir. Datça’da görüş mesafesi minimum 25 metredir. Bu, zaman zaman 30-40 metreleri bulmakta, hatta ötesine geçmektedir.
Deniz akıntılarının neredeyse hiç olmadığı, deniz suyu sıcaklığının kışın bile 17-18°C’lerin altına nadiren indiği şanslı bir yerde dalış yapmak büyük bir imkân. Ayrıca bir yarımadada yaşadığımız için, rüzgâr hangi yönden eserse essin, dalış yapılabilecek korunaklı bir koyu her zaman bulabiliyoruz.
Anakaradan denize doğru 110 kilometre uzanan Datça yarımadasının eşsiz güzellikteki koylarında, sualtı canlılığı da son derece hareketlidir. Tüm bu özellikleri ile Datça Yarımadası, dalışa en uygun yerdir diyebilirim.”

Esmeri Alev EKEBAŞ: Gökçer Karaağaç kimdir? Okurlarımıza kendinizden bahseder misiniz?
Gökçer KARAAĞAÇ: 1984, Adana doğumluyum. Üniversite eğitimi için 2003 yılında İstanbul’a yerleştim. Hayatımın ilk yarısını Adana’da, diğer yarısını da İstanbul’da geçirdikten sonra, 2020 yılında çok sevdiğim Datça’ya yerleştim.
İstanbul’da çeşitli kolejlerde öğretmenlik ve 11 yıl boyunca Fenerbahçe Spor Kulübü bünyesinde voleybol antrenörlüğü yaptım. Bir süredir Datça Belediye Spor Kulübü’nün voleybol antrenörlüğü görevini yürütüyorum.
Ayrıca, Datça tarihi üzerine çalışıyor, kitap belgesel vb. çalışmalar yayınlıyorum.
Datça’ya yerleşmemle birlikte, uzun yıllardır yaptığım serbest dalış sporu ile daha fazla ilgilenme fırsatı buldum. Ve bu yıldan itibaren de Datça Uçanbalık Dalış Merkezi bünyesinde serbest dalış eğitmeni olarak görev yapacağım.

Esmeri Alev EKEBAŞ: Mavi tutkunuz ne zaman, nasıl başladı?
Gökçer KARAAĞAÇ: Denize ve deniz kültürüne ilgi duyan pek çok insan gibi, benim de kendimi bildim bileli maviye, denize ve denizciliğe büyük bir tutkum vardı. Serbest dalış ile 2009 yılında tanışmam, daha sonra da 2010 yılında ilk kez Datça’ya gelmemle birlikte, denize ve dalışa olan ilgim katlanarak büyüdü.
Bir yandan serbest dalış ile ilgilenirken, 2011 yılında Uçanbalık Dalış Merkezi’nde tüplü dalış eğitimlerimi de alarak, dalışı ve sualtı dünyasını çok daha yakından tanımaya başladım. Ve bu tarihlerden itibaren dalış ve sualtı dünyası her zaman hayatımın merkezinde oldu.

Esmeri Alev EKEBAŞ: Dalış turizmi gibi alternatif turizm çeşitlerinin Datça’nın çehresini değiştireceğine inanıyorum. Cennet Datça’ya bir kimlik kazandırmak için var gücümüzle çalışmalıyız. Dalış dendiğinde akla Datça’nın gelmesi için neler yapılabilir?
Gökçer KARAAĞAÇ: Size kesinlikle katılıyorum. Her geçen gün büyüyen Datça’nın kültürel ve otantik değerlerini koruyabilmesi için, spor ve kültür-sanat faaliyetlerine her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. Yakın geçmişte nice süngercilerin, denizcilerin hayatlarını denizden kazandıkları bu eşsiz yarımadada, her türlü dalış faaliyeti, Datça’nın doğru ve özgün bir şekilde tanıtılmasına büyük fayda sağlayacaktır.
Datça’ya son derece yakışan dalış turizmi ve sportif dalış faaliyetleri konusunda ben de yeni projeler hazırlıyorum. Datça denizcilik tarihi ile ilgili hazırladığım kitabı, yine Datça’daki dalış turizmi ile ilgili projelerle destekleyerek, ulusal ve uluslararası boyutta bir ilgi oluşturmayı planlıyorum. Bu konuda, başta Datça Uçanbalık Dalış Merkezi, daha sonra Datça’daki pek çok resmi kurum ve Datçalıların büyük destekleri bana her zaman büyük bir heyecan ve umut veriyor.

Esmeri Alev EKEBAŞ: Serbest dalışın diğer dalış türlerinden farkı nedir? Serbest dalışı bize tarif eder misiniz?
Gökçer KARAAĞAÇ: Dalışı temel olarak iki kategoriye ayırabiliriz; bunlardan bir tanesi hava kaynağı kullanılarak yapılan tüplü dalış, diğeri ise benim branşım olan serbest dalıştır.
Ancak bu iki kategoride kendi içinde çeşitli disiplinlere ve uzmanlıklara ayrılmaktadır.
Serbest dalış deyince akla ilk olarak çift paletle yapılan dikey dalışlar gelse de monopalet, paletsiz disiplinler, statik apnea, havuz disiplinleri ve no limit gibi oldukça farklı disiplinler de bulunmaktadır.
Bazı serbest dalıcılar bu disiplinlerden birinde uzmanlaşırken, diğer bazıları da birden çok disiplinde uzmanlaşmayı tercih ederler.
Serbest dalışı tüplü dalıştan ayıran temel fark elbette bir hava kaynağının olmayışıdır. Serbest dalış bir spordur. Bu nedenle de kondisyon gerektirir. Beslenme, uyku ve dinlenme gibi gereksinimlere ve psikolojik bir hazırlığa ihtiyaç duyar.
Tüm bunların yanında serbest dalış size eşsiz maviliklerin kapısını aralar. Bedeninizi zinde tutar, zihninizi ve iç dünyanızı tanımanıza yardımcı olur
Unutmadan söyleyeyim; serbest dalış çok eğlencelidir.

Esmeri Alev EKEBAŞ: Herkes serbest dalış yapabilir mi?
Gökçer KARAAĞAÇ: Tıbben sağlıklı olan herkes serbest dalış yapabilir. Birtakım rahatsızlıkları bulunanlar, bir sualtı hekimine muayene olduktan sonra ‘Dalış yapmasında bir mahsur yoktur’ sonucunu almaları halinde serbest dalış yapabilmektedirler.
Yalnız dönemsel olarak grip, nezle gibi üst solunum yolu enfeksiyonları geçirenlerin tam olarak iyileşmeden (yaklaşık 2 hafta) serbest dalış yapmaları kulak eşitlemesi açısından uygun değildir, o nedenle tam olarak iyileştikten sonra serbest dalışa devam edebilirler.
Bedensel engelli bireyler de engel durumlarına bağlı olarak serbest dalış yapabilmektedirler. Hatta uzuv kaybı olduğu halde özel aparatlar sayesinde serbest dalış yapanlar bile var. Yine aynı şekilde bir sualtı hekiminden ‘Dalış yapmasında sakınca yoktur’ sonucu ile bize ulaşan bedensel engelli bireyler, sonsuz mavinin kapılarını aralayabilirler.

Esmeri Alev EKEBAŞ: Fotoğraflarda bir batık görüyoruz. Batıkta serbest dalıştan biraz bahsedebilir misiniz?
Gökçer KARAAĞAÇ: Fotoğraflarda gördüğünüz, SG 52 numaralı, Piquet sınıfı eski bir sahil güvenlik teknesidir. 2017 yılının Kabotaj Bayramı kutlamalarında, Uçanbalık Dalış Merkezi tarafından projelendirilip hazırlanan proje kapsamında, Akvaryum koyu civarına batırılmıştı. Batığın derinliği 16m civarındadır.
1 Temmuz 2017 tarihinde tekne batırıldıktan sonra ilk serbest dalışı da ben gerçekleştirmiştim. Şimdi bu batığın ve çevresinin balık ve diğer deniz canlıları ile dolu olduğunu görmek çok güzel bir duygu.
Serbest dalış son derece eğlencelidir ve her serbest dalıcı bir batığa dalmak ister. Çeti Suyu Resifi civarındaki batığın derinliği, her seviye serbest dalıcının dalış yapmasına uygundur.
Eğitimlerimiz ve antrenmanlarımızda zaman zaman çift palet, paletsiz ve serbest düşüş gibi disiplinlerde batıkta eğlenceli dalışlar yapıyoruz.

Esmeri Alev EKEBAŞ: Datça sualtı dünyasında serbest dalışa uygun yerler var mı? Varsa bilgi verir misiniz?
Gökçer KARAAĞAÇ: Datça, dalış noktaları açısından son derece şanslı bir yer. Serbest dalışta bizi etkileyen faktörlerin başında; görüş mesafesi, deniz suyu sıcaklığı ve akıntılar gelir.
Datça; coğrafi yapısı ve iklim özellikleri ile serbest dalıcılar için bulunmaz bir yerdir.

Esmeri Alev EKEBAŞ: Pandemi (Covid 19 salgını) dalış eğitimlerini nasıl etkiledi?
Gökçer KARAAĞAÇ: Bir yılı aşkın bir süredir devam eden pandemi, her şey gibi serbest dalışı da etkiledi. Seyahat yasakları, kısıtlamalar ve turizm sezonuna dair belirsizlikler dalış eğitimi süreçlerine olumsuz yansıdı.
Bizler, serbest dalış yaparken temelde maske, şnorkel palet, wet suit ve birkaç tamamlayıcı malzeme kullanırız. Her zaman önerdiğimiz ama pandemi sürecinde daha fazla önem kazanan bir konu var; o da dalıcıların yüz ile temas eden malzemelerinin yani maske ve şnorkellerinin kendilerine ait olması.
Her dalıcının kendine ait bir maske ve şnorkeli olmasını, bu dönemde her zamankinden daha fazla önemsiyoruz. Elbette ideali; dalıcının kullandığı tüm malzemelerin kendine ait olmasıdır. İhtiyaç duyan dalıcılar, her türlü dalış malzemesini dalış merkezimizden satın alabilir ve temin edebilirler.
Yalnız pandeminin dezavantajları gibi bazı avantajları da oldu. Türkiye’nin ve dünyanın pek çok yerinde, kısıtlamalardan ötürü seyahat edemeyen serbest dalıcılar, bulundukları yerlerde kendilerini geliştirmek için kamplara başladılar.
Ben de 2020 yılında Datça’ya yerleşerek, bu 1 yıl boyunca düzenli antrenman ve dalışlarla performansımı yukarı taşımaya gayret ettim. Bu durumu; krizi fırsata çevirmeye çalıştık diye özetleyebilirim (gülüyor).

Esmeri Alev EKEBAŞ: Dünyanın en büyük dalış organizasyonu olan PADI’nin bir eğitmenisiniz. Eğitmen olmak için geçtiğiniz aşamaları anlatır mısınız?
Gökçer KARAAĞAÇ: PADI, dünyanın en büyük ve en yaygın dalış organizasyonudur. PADI eğitim sisteminin standartları var ve bu önemli bir konu. Bu standartlar sayesinde dünyanın her yerinde, aynı eğitim sistemi ve yaklaşımı ile eğitim alabilir, bu sayede de daha güvenli ve eğlenceli dalışlar yapabilirsiniz. Bu eğitim sistemi sayesinde, yalnızca yaşadığınız ülkede değil, dünyanın her yerinde eğlenceli ve güvenli dalışlar sizleri bekliyor.
PADI eğitim sistemi; Freediver programı ile başlar. Bu, temeldir. Ardından Advanced Freediver ve daha sonra da Master Freediver olursunuz.
Serbest dalış eğitmeni olabilmek için; bu aşamaları tamamlamanız ve de statik apnea, dinamik apnea ve derinlik ile ilgili belli hedeflere ulaşmanız gerekir.
Bir dalış eğitmeninin, aynı zamanda ilk yardım eğitmeni de olması gerekmektedir.
PADI standartları gereği ben de bu aşamaları tamamladım ve fiziksel yeterlilik hedeflerine ulaşarak eğitimlerimi tamamladım.
Eğitmenlik sürecindeki tüm destekleri için Datça Uçanbalık Merkezi sahibi Kerem Bayrı’ya, PADI Türkiye Direktörü Asutay Akbayır’a ve PADI eğitmen eğitmeni Poyraz Akın’a, bu vesileyle bir kez daha teşekkür ederim.

Esmeri Alev EKEBAŞ: Beslenme, serbest dalış performansında önemli rol oynar. Beslenmenin önemini ve serbest dalış için nasıl bir beslenme programı önerdiğinizi anlatır mısınız?Gökçer KARAAĞAÇ: Serbest dalış, bir spordur ve en büyük fiziksel performansın sergilendiği branşların başında gelir. Kendini geliştirmek isteyen her serbest dalıcı, aynı zamanda kara antrenmanları da yapmalıdır. Bu yüzden, beslenme çok önemli bir faktördür. Bir serbest dalıcı; dengeli beslenmeli, tüm besin gruplarından besinler tüketmelidir. Vücudumuzun birincil enerji kaynağı olan karbonhidratları tüketmeyi asla ihmal etmemelidir. Eğer kaybedilen enerji hızlı bir şekilde yerine konulmazsa, dalıcının performansı bir süre sonra hızla aşağıya düşer. Bizler, güçlü ve sağlıklı bir vücut kompozisyonu için, kas oranı yüksek, yağ oranı düşük bir vücudu tercih ederiz. Bu nedenle yüksek proteinli, düşük yağlı bir diyet programını öneriyorum.
Özetle serbest dalıcı, dalışlarını bitirir bitirmez, içerisinde karbonhidrat bulunan besinler tüketmeli, yüksek proteinli ve az yağlı ancak tüm besin öğelerini içeren bir diyet ile dalışlarına hazırlanmalıdır.

Esmeri Alev EKEBAŞ: Ben, engelli bir bireyim. Hangi dalış türü benim için uygundur?
Gökçer KARAAĞAÇ: Günümüzde bedensel engelli bireyler de dalış yapabilmektedirler. Hatta geliştirilen çeşitli materyaller sayesinde yaptıkları dalışlar daha kolay ve eğlenceli hale gelmektedir.
Çeşitli bedensel engel türleri ve düzeyleri bulunmaktadır. Bu bir uzmanlık konusu olduğu için bu kişinin dalış yapıp yapamayacağına bir sualtı hekimi karar vermelidir. Tıpkı her dalıcıdan beklenen genel sağlık durumu yeterliliği gibi, bedensel engelli bireylerin de dalış yapmaya uygunluğunun bulunması gerekmektedir. Bir sualtı hekiminden uygunluk raporu alan bedensel engelli bireyler hem tüplü dalış hem de serbest dalış yapabilirler.
Esmeri Alev EKEBAŞ: Serbest dalış ekipmanlarından bahseder misiniz? Serbest dalışta ekipman neden önemlidir?
Gökçer KARAAĞAÇ: Serbest dalışın kendine özgü ekipmanları vardır. Her ne kadar tüplü dalış ile benzer malzemeler kullanılıyor gibi görünse de aslında her malzeme serbest dalışa özgüdür.
Serbest dalışta kullanılan elbiseler; 2 parça, su ve ısı yalıtımlı ve serbest dalış için üretilen özel kumaşlardan imal edilmektedir. Mevsim ve su sıcaklığına bağlı olarak giyilen elbisenin kalınlığı değişmekte, kullanılan kumaşın cinsi de değişmektedir.
Serbest dalışta kullanılan temel malzemelerden birisi de maskedir. Bu konuda en önemli husus, kişinin yüz tipidir. En iyi maske en pahalı maske değil, dalıcının yüzünü en iyi saran ve onu en iyi hissettiren maskedir.
Son olarak; serbest dalışın en tipik malzemesi de paletlerdir. İdeal olarak uzun pala ve karbon paletler kullanılsa da yeni başlayanlar için fiberglas ve plastik malzemeden üretilmiş, kısa ve uzun pala paletler de bulunmaktadır.

Serbest dalışta kendini geliştirmek isteyen bir dalıcı, mutlaka uzun pala, karbon bir palet edinmelidir. Bunların dışında; çorap eldiven, ağırlık kemeri, ağırlık gibi malzemeler de serbest dalışta kullanılan malzemelerdir. İlerleyen aşamalarda; burun klipsi ve hektometre gibi derin dalış malzemelerine de ihtiyaç duyulabilir.
Serbest dalış malzemeleri, hafif ve kolay taşınabilir olmaları sebebiyle, serbest dalışı cazip kılar.

Esmeri Alev EKEBAŞ: Fotoğrafları kullanma izni veriyor musunuz? Son olarak eklemek istedikleriniz var mı?
Gökçer KARAAĞAÇ: Fotoğraflarımı kullanma izni veriyorum. Bahsettiğim gibi serbest dalış, kişinin kendisini ve düşünme biçimini tanımasına yardım eden, özgüvenini destekleyen, içe ve öze dönük bir spordur. Ayrıca serbest dalış; bir dalış arkadaşı, zaman zaman da bir ekiple yapıldığı için size
yeni ve harika arkadaşlar kazandırır. Ve serbest dalış, çok ama çok eğlencelidir. Datça’nın eşsiz güzellikteki koylarında, mavi derinliklerinde buluşmak üzere, dalışa ilgi duyan herkesi Datça’da dalış yapmaya davet ediyorum.

0

Bu yazıyı da okuyabilirsiniz

Çocukluk Çağımız Daha Güzeldi Sadi Geyik

Anı

Bir cevap yazın