Datça’da Hakan’ı tanımayan var mı? Yoktur sanırım. Hakan, Datça’nın esen rüzgârı, yakan güneşi, hırçın dalgası, neşeli, yüksek sesli kahkahasıydı. Yaz kış tüm Datça’yı, üzerinde bir şort, uzun yamalı çorap, tişört, zaman zaman eski bir ceket ile dolaşırdı.
Bir gün Cumhuriyet Meydanı’nda karşılaştık. Bana; yaz, kış, tufan hiç üşümediğini söyledi. Köpeklerin kendisine çok havladığını anlattı. Uzun saçı, sakalı, bıyıkları, boncuk gözleri, yüzünde tatlı bir tebessüm, zeki bakışları vardı. Saçları ile oynayıp duruyordu; “Ben harika çizimler yaparım. Her anımı küçük defterime not alırım. Bu defterim çok para eder ama kimseye vermem.” dedi. Defterine bir göz attım; karışık yazı ve güzel çizimler vardı. Fotoğrafını çektim. Birlikte çay içtik. Kıpır kıpır, yerinde duramayan, Makine Mühendisliği okuduğunu söyleyen bir insan.
“Datça beni sevmiyor”. dedi.
“Olur mu? Herkes seni çok seviyor dedim.”
“Fazla duramam.” diyerek gitti.
Akıp küsüp gitti. Fotoğrafları hafıza kartlarımda, neşeli kahkahaları kulaklarımda.
Datça’nın neşesi, güzel yüreği, farklı rengi gitti. Amasra’da şimdi. Oysa herkes onu çok sevmişti. İnandıramadık.
HAKAN KİMDİR: Almanya doğumlu. Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği ve 2 yıl süren eğitim. Türkiye Satranç Şampiyonu. Cerrahpaşa’da psikolojik tedavi görmüş. İntihar teşebbüsleri var. Teşhis ne, kimse bilmiyor. Annesi ve evli kız kardeşi ile Amasra’ya gitti. Datça onu özleyecek.
- Hayali Eyüp Gülmez RöportajıEsmeri Alev Ekebaş - 1 Şubat 2022
- Datça’nın Basın Tarihi Celal Ersoy Röportajı Esmeri Alev Ekebaş - 4 Ocak 2022
- 2021’de Kalanlara Veda Online SergisiHaber: Esmeri Alev Ekebaş - 31 Aralık 2021