Bugün 24 Ocak. Kaç yıl geçti kalleşçe bir ölümün harı hiç eksilmedi. Bir bir ülkemizin aydın yüzlerini uğurlamak ağır gelse de unutmuyoruz yüreğimizde yaşıyor düşleri, özlemleri.
Adımız Cumhuriyetti, hürriyetti özlemimiz…savaşımız demokrasi derken; birdenbire değil elbet, alıştıra alıştıra teokrasinin çıngılarıyla yanıyoruz. Korku imparatorluğuna geri mİ dönüyoruz? Düşüncelere kilit vurmak zihniyetin biricik ödevi olmuş. Din,tarikat baş tacı, laiklik hiçe sayıldı .Ötekileşme, ötekileştirme ile kimin ekmeğine yağ sürülüyor.
Zaman suskun. Zaman zindan içinde Herkes makamından, koltuğundan, ekmeğinden, aşından, işinden olmamak için susuyordu. Sustukça daha çok acının koyusuna, umutsuzluğun kuyusuna sürükleniyordu. Susmak, can kırıklarıydı ağzını, dilini kesiyordu. Sözcükler içini acıtıyordu yalnızca.
“İnsanlar yalnızca sustukları şeylerden değil, sustukları şeylerden de sorumludur. Uğur Mumcu
Marmaris’te aydınlığa gönül vermiş sivil toplum örgütleri, basın, dernekler olarak Uğur Mumcu için Atatürk anıtında saygı duruşundaydık. ADD başkanımız Turan Sandıkçı basın açıklamasını okudu. Başlar öne eğilmişti bir utancı sindiremiyorduk. “Acıları bal eğlesek” diyorduk ya acılar karabasan olmuş; katmerli acıları, baharatlı yalnızlıkları çekiyorduk. Nereye baksak yılan sürülerinin zehirledikleri bir bir içimize dalmış, ölüme beş kala bıçak sırtında yaşıyorduk.
Bir gün de günlük güneşlik olsa şu güzelim ülke…Bir gün de acı haber duymasak…Şehitler, çatışmalar, adam kaçırmalar, kahpece tuzak kurarak öldürmeler…Düşüncelerinden, yazılarından dolayı yargılanan bir yığın yazar ceza evlerinde yatarken…İleri demokrasi algısı yaşıyor ya!…
“Bir toplum böyle çöker işte…
Devletin yerini kaba kuvvet alır, susulur
Yasanın yerini din alır, susulur
Yolsuzluklar, cinayetler birbirini izler, eller kollar bağlanıp götürülür.” Uğur Mumcu
Nasıl savaşılacak yalanla, dolanla, sahteci yaşamla bir bilsek…Sahte Atatürkçüler, sahte Müslümanlar almış yürümüş meydanlarda kirlilik…
Nedir bir türlü kavrayamadığımız Atatürkçülük?
Nedir bu düpedüz din sömürüsü?
“Atatürkçülüğün ilk koşulu devrimci olmaktır, çağdaş olmaktır, demokrat olmaktır. Öyle ödün siyaseti ile Atatürkçülük olmaz, öyle pazarlıkçı ve uzlaşmacı yaklaşımlar ile laiklik ilkesi savunulamaz. Yasakçılık ile hiç savunulamaz. Uğur Mumcu (1 Mart 1987)
“Bir yanda sahte Müslümanlar, din tacirleri, inanç sömürücüleri…Bir elleri siyasette, öbür elleri ticarette, ayakları da tarikatlarda dolaşanlar…” Uğur Mumcu(1Mart 1987)
Bugün 24 Ocak. Yılların bir yumak savrulduğu, bir çığ gibi yüreğimize eklenerek büyüyen acılar demektir. Korkunun göz bebekleri göz bebekleri üşümesin diye baştan ayağa cehalete karşı yürümektir. Nazım Hikmet’in dilinden Kerem gibi…
“…
Sen yanmasan
Ben yanmasam
Biz yanmasak
Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa….”
Nazım Hikmet
İçim ezildi. İçimiz ezildi. Her 24 Ocak’ta içimin ezikliğinde aydınlanmanın umudunu taşırım yine de…
Marmaris’te Armut alan Kültür Merkezinde, Garaj Akademi öğretmenleri ve öğrencileri, ADD CHP, demokrat eğitim sendikaları, sivil toplum örgütlerini temsil eden kişilerce Uğur Mumcu anlatıldı. Ölümünün 23.yılında mumlar yakıldı, karanfiller bırakıldı, anlatıldı. Geniş katılımlı bir anma günüydü. Her geçen gün daha mi iyi anlıyorduk Uğur Mumcu’yu?
“Türkiye bir İslamcı bir devlet değildir, laiktir, laik kalmalıdır ve laik kalacaktır. Amerikancı bütün etkilere karşın Türkiye kendi bağımsız siyasetini kendisi çizecek ve bu siyaseti yine kendisi uygulayacaktır.” Uğur Mumcu
Nice değerlerimiz bir yıldız gibi kayarken elimizde. Ben cılızlaşırım, yalnızlaşırım, küçülürüm içimde. Bir dokunuş gelir zihnime oturur; düşünürüm. Umutsuzluk parkı olmasın hayatımız. Umutlarımız yeşersin, dallarımızı budayanlara inat.
“…
Ben, insan hakları savunucusuydum
Ben terörün karşısındayım.
Ben yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım.
Dün sabaha değin, araştırarak yazdığım hiçbir konuyu yalanlamadınız.
Öyleyse vurun, parçalayın!
Her parçamdan benim gibiler
Beni aşacaklar doğacaktır.” Uğur Mumcu
Unutursam yüreğim kurusun diyor hukukçu (öğrencim )Mutluay. Unutmayız diyorum, unutamayız
Unutursam yüreğim kurusun diyor hukukçu (öğrencim ) Mutluay. Unutmayız diyorum, unutamayız yüreğimize kazınan tükenmez kalemin izlerini asla unutamayız.
“Polis devleti miyiz, yoksa bir hukuk devleti mi? Devleti kimlikleri bizlerce bilinmeyen gizli yargıçlar mı yönetiyor, yoksa halkın oyu ile seçilenler mi? Hangileri? Uğur Mumcu(20 Şubat 1988)
Uğur Mumcu hangi soruları, sorgulamaları çaktıysa zihin haritamıza şimdi bir bir yaşamaktayız. Ülkeyi kıyıdan, köşeden kıl payı savaşın eşiğinden döndürüyoruz. Uğur Mumcu’yu daha çok özlüyoruz.
Karamsarlığa yer yok iyimser olmak gerekiyor yine de. Her zaman her yerde umudu alkışlayalım. Uğurlar olsun yetişsin aramızda. Tükenmez kalemimizi unutmayalım.
24 OCAK 2016/Marmaris
*
2021 Gül Yüzünün Dileği adlı deneme kitabımdan.
- Çark-ı Felek Cepte (Saat Çiçeği) Hatice Altunay - 17 Aralık 2022
- Yeni Dünya Sevdiniz mi? Hatice Altunay - 28 Temmuz 2022
- UmuHatice Altunay - 25 Nisan 2022
Hatice’ciğim duygu ve düşüncelerinin dile geldiği harika bir yazı olmuş. Aslında büyük çoğunluğumuzun sesi olmuşsun ve Uğur Mumcu’dan güzel derlemelerle dile getirmişsin bunu. Yüreğine, kalemine sağlık.