Kişilik Nedir?
Kişilik, bir insanı diğer insandan ayıran, onu eşsiz kılan düşünce ve davranışların toplamıdır. Kişinin kendisini nasıl gördüğü, dış dünyayı nasıl gördüğü, kendi dışında kalan kişilerle ilgili görüş ve ilişkileridir.
Kişilik, sizi eşsiz kılan düşünce, duygu ve davranışların bir birleşimidir. Dış dünya ile ilgili görüş, anlayış ve ilişkilerin yanı sıra kişinin kendisini nasıl gördüğüdür. Kişilik, çocukluk döneminde etkileşime girerek şekillenir.
Bazı kişilik genleri aile fertlerinden genetik aktarım aracılığıyla geçebilir. Bu özelliklere bazen mizaç denir. Kişilik içinde büyüdüğünüz çevreyi, meydana gelen olayları, aile üyeleriyle ve diğer insanlarla olan ilişkileri içerir.
Kişilik Bozukluğu (Borderline) Hastalığı Nedir?
Kişilik bozukluğu (borderline) ise hastanın sağlıksız düşünme, işleyiş ve davranış biçimine sahip olduğu bir tür zihinsel bozukluktur. Kişilik bozukluğu bir hastalıktır ancak çoğu durumda kişilik bozukluğu olan hastalar bunu farkında olmazlar. Hasta ilişkilerinde, sosyal davranışlarında, işinde, okulunda, dâhil olduğu sosyal çevre ve gruplarda önemli sorunlar ve sınırlamalar yaşamasına karşın; hasta olduğunu düşünmediği, kendi düşünme ve davranış biçimi kendisine son derece olağan geldiği için hiçbir tıbbi yardım arayışına girmez. Bu durumda hasta karşılaştığı zorluklar ya da olumsuzluklar için çoğunlukla başkalarını suçlar.
“Kişilik bozukluğu olan kişiler, olayları çok iyi ya da çok kötü gibi uçlarda görmeye meyillidir. Bu kişilerin insanlar hakkındaki düşünceleri çok çabuk değişebilir. Bir gün arkadaş olarak gördükleri birini ertesi gün düşman olarak görebilirler. Bu nedenle sosyal hayatta yoğun ve istikrarsız ilişkiler kurarlar. “ Uzman Dr. Aysun Genç Dişçigil Florence Nightingale Hastanesi
Kişilik bozuklukları genellikle genç yaşlarda veya yetişkinlik döneminde başlar. Kişilik bozukluğunun birçok türü vardır. Bazı türleri kişinin yaşının ilerlemesiyle birlikte daha az görülmeye başlayabilirken; bazı türleri daha da artarak ve yerleşik hale gelerek devam eder.
Kişilik bozuklukları, kendi grubunda yer alan şiddetli zihinsel bozuklukların arasında yaygın olandır. Bir insanın doğduğu andan itibaren çevresinde yer alan bireylerle olan etkileşimi kişilik oluşumunda derin izler bırakmakta ve kişiliğin şekillenmesinde etkili olmaktadır. Kişilik bozukluğu ise ergenlik ya da erken yetişkinlik dönemlerinde ortaya çıkan ve artık kişilik özelliklerinden biri haline gelmiş bir rahatsızlıktır. Kökleri çok derinlere inen bu bozuklukların tedavi süreci uzundur; süreklilik gerektirmektedir.
Kişilik bozuklukları ayrıca birçok psikiyatrik rahatsızlığın da oluşmasına zemin hazırlayabilmektedir.
Kişilik Bozukluğu Türleri
Psikiyatri dalında kişilik bozukluğu hastaları genel kabul olarak üç ana kümede incelenir:
A kümesi garip ve başkasına benzemeyen, B kümesi duygusal ve dramatik, C kümesinde ise korkulu ve kaygılı kişilik bozuklukları yer almaktadır.
“A Kümesi (Eksantrik) Kişilik Bozuklukları
Paranoid Kişilik Bozukluğu
Paranoya bu bozukluğun simgesi olarak kabul edilmektedir. Paranoyak kişilik bozukluğu olan kişilerin sürekli güvensizlik duyma ve başkalarına karşı şüpheleri vardır. Başkalarının onları küçümseme, tehdit etmeye veya zarar vermeye çalıştığına inanırlar.
Şizoid Kişilik Bozukluğu
Bu gruba dahil olan insanlar insanlardan uzak durur ve sosyal ilişkilere karşı ilgisizdir. Genellikle yalnız etkinlikleri tercih ederler ve nadiren güçlü duygular yaşarlar.
Şizotipal Kişilik Bozukluğu
Bu grupta yer alan insanlar ise sıra dışı düşünme ve davranış şekli ile kendilerini belli ederler. Şizotipal kişilik bozukluğu olan insanlar garip inançlara sahip olabilir ve çoğu zaman batıl inançları vardır.
B Kümesi (Dramatik) Kişilik Bozuklukları
Bu bozuklukları olan insanlar dengesiz duygulara ve çarpık bir imaja sahiptir. Ayrıca, sık sık dürtüsel davranma eğilimindedirler. Bu bozukluklar şunları içerir:
Antisosyal Kişilik Bozukluğu
Bu bozukluğu olan insanlara “sosyopat” veya “psikopat” denir. Antisosyal kişilik bozukluğu başkalarına aldırış etmeme ve toplum kurallarına uymama ile ifade edilen sorumsuz ve agresif davranışlarla tanımlanır. Bu bozukluğu olan insanlar sıklıkla ciddi suçlar işler ve davranışları için pişmanlık duymazlar.
Sınırda Kişilik Bozukluğu
Bu bozukluk dengesiz ruh halleri, kötü benlik imajı, kaotik ilişkiler ve dürtüsel davranış (cinsel ilişki, madde kötüye kullanımı, aşırı harcama ve dikkatsiz davranışlar) ile tanımlanır.
Histriyonik Kişilik Bozukluğu
Bu bozukluğu olan insanlar sığdır ve sürekli olarak duygusal bir hale bürünürler. Genellikle çok dramatik, çocukça ve aşırı duygusal tavırlar sergilerler.
Narsisistik Kişilik Bozukluğu
Bu bozukluk abartılı bir üstünlük duygusu, başarı ve güç ile karakterizedir. Bununla birlikte aşırı kaygıya ve kırılgan bir özgüvene sahip olurlar. Bu bozukluğu olan insanlar çok merkezlidir, empati eksikliği eğilimindedir ve sürekli dikkat çekmeye yönelik davranışlar sergileyerek çevrelerinde hayranlık uyandırmak isterler.
C Kümesi (Endişeli) Kişilik Bozuklukları
Bu bozuklukları olan insanlar genellikle çok gergin veya korkak bir hal içindedir. Endişeli kişilik bozuklukları şunları içerir:
Çekingen Kişilik Bozukluğu
Bu bozukluğu olan insanlar sosyal temastan kaçınma eğilimindedir. Bu davranış, yalnız olma arzusunun bir sonucu değil, utandırılması veya sert bir şekilde yargılanması konusundaki aşırı endişeden kaynaklıdır. Reddedilme korkusuyla nedeniyle çoğu zaman birçok değerli sosyal deneyimi kaçırırlar.
Bağımlı Kişilik Bozukluğu
Bağımlı kişilik bozukluğunda ise çaresizlik, boyun eğme ve karar verememe gibi duyguların baskın olması nedeniyle kişinin bir güvenceye duymasına neden olur. Bağımlı kişilik bozukluğu olan insanlar, bir bireyi çok sahiplenir ve o kişiyi memnun etmek için büyük çaba harcarlar. Pasif ve tutunma davranışları sergileme eğilimindedirler ve ayrılma korkusu yaşarlar.
Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğu
Bu bozukluk, kusursuz hata yapma korkusuyla kusursuzculuk, denetim ve düzen ile karakterize bir hastalıktır. Bu korku çoğu zaman karar verememe, işleri bitirme zorluğu ve ayrıntılarla uğraşma ile sonuçlanır.” (Sınıflama Acıbadem Hastanesi sitesinden alınmıştır.)
Kişilik bozukluğu olan birçok insanda, en az bir tane daha ek kişilik bozukluğu belirti ve bulguları vardır.
Kişilik Bozukluğu Belirtileri
Paranoid kişilik bozukluğu
Güvensizlik ve başkalarına karşı kuşku duyma
Başkalarının kendisine zarar vermeye veya aldatmaya, komplo kurmaya çalıştığına dair düşünceler
Başkalarının bağlılığına veya güvenilirliğine dair şüphe duyma
Başkaları tarafından kullanılacaklarını düşünme nedeniyle güvensizlik
Masum açıklamalar veya tehdit edici olmayan durumların kişisel hakaret veya saldırı olarak algılanması
Algılanan olaylara veya hakaretlere öfkeli veya düşmanca tepki
Kin tutma eğilimi
“Bu kümedeki insanlar, sıklıkla diğer insanların fark edemediği ayrıntıları fark ederler. Yakaladıklarını düşündükleri ipuçlarının anlamını abartırlar ve insanların “gerçek “niyetlerini keşfetmek için çok zaman harcarlar. Aynı zamanda eleştirilere çok duyarlıdırlar ve genelde şüphe duydukları durumları yanlış yorumlama eğilimindedirler.”( Davranış Bilimleri Enstitüsü)
Şizotipal kişilik bozukluğu
Tuhaf kıyafetler giyme
Değişik inançlara ve davranış biçimlerine sahip olma
Adını fısıldayan bir ses duyma gibi garip algısal deneyimler
Çok uç duyguların anlık değişimi
Sosyal kaygı ve yakın ilişkilerde eksiklik yaşama
İnsanları ve olayları düşünce yoluyla etkileyebileceğine inanma
Bazı olayların yalnızca kendisi için gizli mesajlara sahip olduğu inancı
Narsisistik kişilik bozukluğu
Özel olduğuna ve diğerlerinden daha önemli olduğuna inanma
Güç, başarı ve çekiciliğin fantezileri
Başkalarının ihtiyaçlarını ve duygularını tanımama
Başarıları veya yetenekleri abartma
Sürekli övgü ve hayranlık beklentisi
Kibir
İnsanların yaptığı iyiliklerden faydalanma ve yalan söyleme
Başkalarını kıskanma ya da başkaları tarafından kıskanıldığını düşünme
Bunun dışında daha uç noktalarda yer alan:
-Şizotipal kişilik bozukluğu
-Antisosyal kişilik bozukluğu
-Sınırda kişilik bozukluğu
-Histriyonik kişilik bozukluğu
-Obsesif kompulsif kişilik bozukluğu gibi kümelerin de ayrı ayrı belirtileri vardır.
Her kişilik bozukluğunun kendine özgü tanısal ölçütleri vardır. Genellikle kişilik bozukluğunun teşhisinde, en az diğer iki bulgunun da görülmesi gereklidir.
Bunlar:
İnsanları ve olayları algılayış yorumlama şekli
Duygusal tepkilerin uygunluğu
İnsanlara veya ilişkilere yaklaşım şekli
Dürtülerin kontrolü gibi.
Sağaltım Yöntemleri
Kişilik bozukluğu olan birçok insan hayatına normal şekilde devam edebilmektedir. Kişilik bozukluğu olan kişiler hastalığının farkında olmadıkları için genellikle kendi başlarına sağaltım arayışı içinde olmazlar. Genelde aile ya da arkadaş gibi çevrelerindeki insanlara zarar verdikleri zaman onlar tarafından doktora getirilmektedir. Belli gruplar dışında kendiliklerinden doktora başvuran hasta sayısı oldukça azdır. Sonuç olarak hastaların birçoğu sağaltılamaz.
Kişilik bozukluklarının çoğu, geç tanımlanabilmesi nedeniyle uzun süredir devam etmektedir. Bu tür hastaların sağaltımı çok zordur. Bununla birlikte sağaltılan birçok kişilik bozukluğuna sahip hastalarda, rahatsız edici bulguların gerilediği görülmektedir.
Kaynaklar:
-Memorial Hastanesi internet sitesi
-Acıbadem Hastanesi internet sitesi
-DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü İstanbul
-Uzman Dr. Aysun Genç Dişçigil Florence Nightingale Hastanesi
- Değişik Bir Staj Öyküsü Serdar Hakyemezoğlu - 20 Mart 2023
- Nasrettin Hoca İncelemesi Serdar Hakyemezoğlu - 18 Mart 2023
- Çorak Köyünün Öğretmeni Serdar Hakyemezoğlu - 23 Kasım 2021
Kişilik bozuklukları toplumumuzda artık eskiye oranla daha sık görülmeye başlandı. Arkadaşlarımızın da belirttiği gibi büyük çoğunlukla kaynağı çocukluğa dayanmaktadır ancak çeşitli nedenlerle sonradan gelişenlerin de olduğunu çevremdeki kişilerde gözlemliyorum. Aile tarafından çocukluğu boyunca prensesim, aslanım, prensim, gibi sözcüklerle nitelendirilen çocukların daha sonra narsist bir yapıya sahip olduğunu büyümeye başladıkça çocuklarda gözlemliyoruz. Obsesif Kompulsifler ise büyük ihtimalle daha sonra yaşam şartlarına bağlı oluşuyor gibi görünüyor. Tabii ki bunun en doğrusunu psikologlar ve psikiyatristler bilebilir. Güzel araştırmanız için teşekkürler.
Kasaba dışına çıkmamış bir çocuk olarak 1960’lı yilların koşullarında 12 yaşımda Eskişehir’de yaşamaya başladım. Altı çocuklu çiftçi bir ailenin çocuğuydum ve çiftçilik tamamen elemeği ile yapılıyordu. Yalnız olarak başımın çaresine bakmak zorundaydım. Kendi ayaklarım üzerinde durmayı öğrendim. Hiçbir sorunumu aileme götürmedim. Bütün sorunlarımı kendim çözdüm. Kişiliğimi 20 aylık askerliğim süresinde daha iyi gözledim. Akranlarımın davranışları çocukça geliyor, onların ağladıkları güçlüklere ben gülüyordum. Yaşam deneyimim ve bilgim ile er olmama karşın subay gibi saygınlığım oldu.
*
Oğlum üniversite için bizden ayrılınca bir kez gidip kalacağı yeri ayarladık. Bir daha Muğla’da ve daha sonra İstanbul’da kalacağı yerleri kendisi ayarladı. Kemal Tahir, İsmet Bozdağ’ın “Kemal Tahir Sohbetleri” adlı kitabında şöyle diyordu;
*
“Batıda aile dölyatağı gibi birşey!.. Hayvanlar, nasıl yavrularını, yürüyüp kendi başlarına yaşayacak hâle gelinceye dek bakıyorlar, sonra da onları yuvadan uzaklaştırıyorlarsa, Batı adamı da çocuğuna belli bir yaşa kadar bakıyor. Kişiliğinin oluşmasında bunun elbette payı vardır. Ama merhametsiz insan yetişmesinde de elbet etkisi vardır. Doğudaki aile bireylerden oluşuyor, ama bireylerden farklı bir karaktere, bir ayrı bütünlüğe sahip oluyor. Bireylerden birinin başına gelen, bütün aileyi ilgilendirir. Batıda sınıfların yaptığı işi, doğuda aile, üstüne yüklenir gibidir.”
*
Bundan şunu anlıyoruz. Aile dayanışması iyi. Toplumsal dayanışma sıfır. Ailenin ömür boyu süren koruyuculuğu toplum bilincinin oluşmasını engellediği gibi çocukların kendi ayakları üstünde duran, sağlam kişilikler olmasını da önlüyor gibi. Bu bilimsel içerikli yazının yaşam deneyimimden süzülen düşündürdükleri bunlardır.
En zoru böyle kişilerle yaşamaktır bence.Kisi nasıl davranacağını bilemez.Karsisindakinin neye nasıl tepki vereceğini bilmediğinden onunla mecbur olmadıkça iletişime geçmez.Cunku çoğu zaman sorduğuna,söylediğine pişman edilir.Ayni soruyu unutup tekrar sorarsa başına gelecekleri kestiremezsiniz. Bir tavsiyenin sonuçları çok dramatik olabilir.En önemlisi de böyle bozuklukları olanlarla yaşayanlar acaba hasta olan ben miyim diye her gün endişe içinde yaşarlar.Siz de belirtmişsiniz bu tür hastalar kendilerini normal sanırlar.
Kişilik bozukluğu, çevremizde bolca bulunan ancak kişilerin ve çevresindekilerin gösterdikleri garip/uygunsuz davranışlar olup toplum içinde normal yaşamını sürdüren çoğunun da ayırdına varılmayan bir akıl/ruh hastalıklarıdır.. Bu nedenle toplumda sıkça kavgalar, küsmeler, geçimsizlikler, cana kıymalar görülür. Genelde bu kişilik bozukluklarının temeli çocukluk yaşamına gider. Özgür çocukluk yaşamamış, baskı ve korkuyla büyümüş çocuklarda kişilik bozukluğunun her türü oluşabilir. Çok bilimsel olarak kişilik bozuklukları açıklanmış ama sonunda “sağaltım” konusuna gelince çok üzüldüm. Kuşkusuz kişilik bozukluğu yaşayan insan yeniden çocuk olamayacağından, yeniden sağlıklı bir birey olarak yetişmesi olanağı olmadığından sağaltımı da ya olanaksız ya da çok güç olmaktadır. Bu nedenle çocuk edinmek isteyen ailelerin en başından çocuklarını sağlıklı olarak, yanlışsız büyütmeleri zorunludur. Çözüm sağlam kişilikli çocuklar yetiştirmektir.