İnanmak çok zor, biliyorum.
Çıldırdım mı,
aklımı mı kaybettim, korkuyorum.
Vuruyorum, çimdikliyorum kendimi.
Baksanıza simsiyah morarttım
her yerimi.
Zifiri karanlıkta, kaygan, çamurlu yollarda
nalsız, eyersiz, çıplak ayak,
kilimden bir heybe, her yanı delik kuşak,
başım ateşler içinde, gözlerim
çakmak çakmak.
Hedefsiz, rotasız, bu delicesine sürat
hangi meçhul faciaya?
Bacalar hanidir tütmez,
ürünler toprakta çürürken,
somunlar unsuz karılır,
tencerelerde taş kaynarken,
yananlar yanmaya bırakılır,
yağlı kara boş evlere, köylere çökerken,
yeminler verilir, unutulur,
sözler ahlaksızca çiğnenirken,
ihanet ve mel’anet
her dokuya, her hücreye,
yavaş yavaş sinerken,
kıvılcımlar çıkararak
duraksız, frensiz
bu lanetli sürüklenme,
hangi meşum maceraya?
Sirenler çalıyor duyuyorum,
epeydir söylemişlerdi.
Saygıyı, vefayı, emeği
hızarlar biçiyor yıllardan beri.
Kafasını kopardılar gerçeğin,
attılar yanına,
kanayan doğrunun ve sevginin.
Başsız kadavraları tütün kıyar gibi kıydılar, yüklediler.
Tutmadım hesabını, şu sapaktan
geceler boyu
kaç yüz araba geçtiğinin.
Görmek istemiyorsan hâlâ,
ben karışmam, sen bilirsin.
Sattın üç otuz paraya baba malını.
Ananın altın bileziğini
kumarda kaybettin.
Yıktın surları, asırlık kaleleri.
Ne çabayla ekilmiş bahçeleri
çiğnedin mahvettin.
Gözüm açık, kulağım tetikte,
yalanlar bitti,
artık gizleyemezsin.
Sabah erken şafak söker, ezanlar okunurken işittim.
Köpeklere kabahat yükleme,
kuduz kimdir
biliyordun.
Aldanmadın, hep aldattın
çağlar boyu hem çalıp,
hem çaldırıyordun.
Olacak dedim, oldu
sana kaç kere söylemiştim.
İşte kopuyor kıyamet,
“günahım yok
habersizdim”
diyemezsin.
- Kendini Bil Canan Alican Tekpınar - 3 Ağustos 2022
- Belki Canan Alican Tekpınar - 6 Mayıs 2022
- Yeşil Tırtıl Refleksi Canan Alican Tekpınar - 18 Nisan 2022