Pamukkale, günümüzde adı gibi bir pamuk beyazlığında göz alıcı ve çekici görünümüyle Çökelez Dağı eteklerindeki konumuyla 25-30 km uzaklardan beyaz bir volkan gibi kendisini göstermektedir.
Pamukkale’nin oluşumu ilk çağlara dayanmaktadır. O çağlarda bu yerleşim yerinin adı HİERAPOLİS’dir. Beyaz Travertenler yerin derinliklerinden çıkan sıcak suyun kimyasal reaksiyonlar sonucu yüzeyde oluşan beyaz çökeltilerdir. Pamukkale’nin termal suları başta romatizmal hastalıklar olmak üzere birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır. Pamukkale’nin üç km. uzağında yer alan Karahayıt’da sağlık turizmine yönelik çok sayıda kaplıca, otel ve motelleri mevcut olup, gelen misafirlere tedavi amaçlı hizmet verilmekte ve bu sayede bölge ekonomisine turizme dayalı ekonomik katkı sağlanmaktadır.
Yer altından çıkan sıcak kalsiyum hidrokarbonatlı sular, havadaki oksijenle reaksiyona girerek katmanlar halinde kat kat havuzları beyazlatarak harika bir tortu ve görsellik oluşturtmaktadır. Beyaz Travertenler arasında bölgenin iklimine uygun olarak yetişen beyaz ve pembe renklerden oluşan zakkum çiçekleri Pamukkale’nin güzelliğine ayrı bir renk katmaktadır.
Travertenlere girişte görevliler, misafirleri travertenlere ayakkabı ile girilmemesi için uyarırlar. Genellikle yabancı turistler bu kuralları daha önceden araştırıp öğrendikleri için şortlu, terlikli ve sırt çantaları ile geldiklerinden terliklerini çıkarıp sırt çantalarına koyarlar, ellerinde sadece fotoğraf makinesi ile gezilerini yaparlar. Yerli turistlerden az sayıda bu kuralları bilip uygulayanlar olduğu halde, birçok kişi ilk defa geldiklerinden pantolon ve ayakkabı ile gelirler. Uyarılar karşısında ise sırtlarında çanta olmadığından pantolonlarını dizlerine kadar toplarlar ve eşyalarını çalınır düşüncesiyle bir yerlere de bırakmadıklarından ellerinde ayakkabılar ile travertenleri dolaşmak zorunda kalırlar.
Birde yabancılar genellikle travertenlerden önce antik mezarları, tiyatronun bulunduğu alanları, kazıların devam ettiği antik kentin çevresinde saatlerce inceleme yaparak, resim çekip ve sürekli not alırlarken; yerli turistler ise bu bölümlere daha az zaman ayırarak günü genellikle travertenleri gezerek geçirmektedirler.
Beyaz örtünün çevresi Hierapolis Antik Kenti kalıntıları, antik tiyatro ve öldürücü gazların bulunduğu Şaron Mağarası da bölgeye ayrı bir zenginlik kazandırmaktadır.
Son yıllara kadar Pamukkale Travertenleri, yer altından çıkan suların bir kısmının oteller, bir kısmının ticari havuz işletmelerinin kullanımına ayrılması sonucu beyaz rengini kaybetmeye başladığından oteller kapatılmış, ticari havuzlar iptal edilerek beyaz cennet tekrar eski güzelliğine kavuşmuştur.
Pamukkale, ören yerleri statüsünde olduğundan ücretlendirilmesini ve işletmesini Turizm Bakanlığı yapmaktadır. 2021 yılı ziyaret ücretleri kişi başı 110 lira olarak belirlenmiştir. Bu rakam aslında Dünya Ören Yerleri ziyaret fiyatlarına göre normal olduğu halde yerli turisti zorlamaktadır. Pamukkale Travertenleri ve ören yerlerini gezen turistlere bakıldığında çok büyük bir kısmının yabancılar olduğu görülmektedir.
Genel olarak Denizli ve çevresinden gelen yerli misafirler giriş ücretinin yüksekliği nedeniyle Pamukkale Travertenlerini ve ören yerlerini ücret ödeyerek yakından görmek yerine tel örgünün dışından içeriyi uzaktan seyretmekte ve travertenleri arkalarına alarak resim çektirebilmektedirler. Pamukkale’ye her girişte kişi başı 110 lira ödememek için müze kartı alarak gezmek daha uygun olmaktadır. Müze kartları yıllık olarak belli bir ücret ödeyerek alınmakta ve ayrıca bir ücret ödemeden turizm bakanlığının belirlediği turistik tesislere, ören yerlerine ve müzelere girilmektedir.
Gerek Pamukkale giriş ücretinin yüksek olması, gerekse iş, güç yoğunluğu gibi nedenlerle sıkça gidip ziyaret edemesek de, çoğu zaman uzaklardan seyreksek de Pamukkale, Beyazkale, Güzelkale, Sıcakkale ve Sağlıkkale olarak O bizim, O Denizli’nin, O Türkiye’nin, O Dünyanın bildiği ve görmeyi arzuladığı PAMUKKALE’dir..
Veli Uluyol
- PamukkaleVeli Uluyol - 18 Nisan 2021