İnci Aral – Sevgili

 

Sevgili, yaşam tarzları birbirinden farklı olmasına rağmen inanılmaz güçlü bir aşkla birbirine bağlanan “Çirkin Kral” Yılmaz Güney ve sevdası Fatoş’u anlatan bir kitap. 32’sinde çapkın, bıçkın ama derin sevdalara tutkulu Güney ile varlıklı bir ailenin lise bittikten sonra İtalya’da yüksek öğrenimine devam etmek isteyen kızı 17 yaşındaki Fatoş arasında zamanla gelişen duru, pırıl pırıl ve mücadele dolu sevdayı anlatan aynı zamanda da yaşam tarzının sevda uğruna değişebildiğini gösteren bir yapıt.

Yılmaz, Fatoş ile aşk yaşamanın ötesinde ona yeni bir hayat tarzı için yol çizen felsefeci, yazar ve artist. Adana’nın Yenice beldesinde annesi, babası ve kız kardeşi ile yaşadıklarını Muş’ta askerlik yaparken Fatoş’a yazdığı mektuplarda anlatan bir tarafı var Yılmaz’ın. “Gönlünü çalmayı” başardıkça Fatoş yeni bir dünyanın varlığını hissetmeye başlıyor ve o dünyadan kısa sürede etkileniyor.

Sonraları Yılmaz’ı yaşam tarzı konusunda eleştirip Yenice’de hiç alışık olmadığı pamuk tarlalarında ırgatlık yapıp İstanbul’a döndüğünde gecekonduda yaşamayı önerebiliyor. Giderek halka, yoksulluğa, kimsesizliğe, aç biilaç kalan insanlara bakışları ortak düşünceye dönüşüyor. Bu davranış bana doğru düşünce ve anlayışın gücünü göstermesi bakımından ne kadar etkili olduğunu kanıtladı.

Fatoş ve Yılmaz Güney

Fatoş Çirkin Kral’ın fotoğraflarını odasına astığında, fabrikatör babası “Kim bu adam?” sorusunu yöneltiyor. Meşhur bir artist olduğunu ifade ederken, babası “Benim fabrikada bu adam gibi yüzlercesi var” diyebiliyor. Kimilerinde her şeye bakışın sadece yüzeysel ve bir o kadar da göstermelik olduğunu kanıtlıyor bu anlayış. Kitabı okudukça yeni yeni tanımaya başladığı farklı hayat tarzını Yılmaz uğruna sahiplenip sevdasının arkasında durmayı başarabilen güzel ve bir o kadar da haksızlığa direnmeyi becerebilen Fatoş’a saygım daha da arttı. Hele de kaçak gittikleri Paris’te Yılmaz’ın yakalandığı acımasız hastalığı ondan gizleyebilmek için neler çektiğini okudukça, keşke herkesin böyle bir “SEVGİLİ”si olabilse demek dışında hiçbir şey kalmadı aklımda. Ve güzel dostları, kadir kıymet bilen arkadaşları, hoşgörülü ve halden anlayanları yoksa birinin, mutlaka sevdalısı olmalı düşüncemi pekiştirdi.

Yazıyı Güney’in çok sevdiği bir türkü ile bitirelim istedim.

Yenice yolları bükülür gider,

Zülüf ak gerdana dökülür gider,

Yiğidin sevdiği güzel olunca,

Ömrü ardı sıra sökülür gider.

CAFER KESKİN son yazıları (Hepsini Gör)
3

Bu yazıyı da okuyabilirsiniz

Aklınızla Kalbinizi Uzlaştırın Hüseyin Güdücü Kitap Tanıtımı

Kitap Tanıtımı

Bir yorum var

  1. Yüreğinize sağlık dostum. Bize böyle bir yiğidi ve “Böyle bir Sevgiliyi” anımsattığınız için. Bu ülke aydınına sanatçısına düşman. Onun içindir ki nice aydın ve sanatçısı “memleket hasreti “ile göçtü…

    1

Bir yanıt yazın