Yazı Dükkanı Bana Çok İyi Geliyor!

BİRLİKTE YAZALIM

Kovit 19 Salgını’nın birinci yılını geride bırakırken, Yazı Dükkanı ve bileşenleri, yaşantınıza ne gibi olumlu etkiler kattı. Bu sayfada yorum olarak yazacaklarınız, bütün olarak Web sayfamızda yayınlanacaktır.

Örneğin ben özetle ve içtenlikle diyorum ki Yazı Dükkanı etkinlikleri, salgına karşın geride kalan bir yılı mutlu, sağlıklı, çoğu günler sevinçli ve gurur dolu geçirmemi sağladı. Akıl ve beden sağlığımda sıkıntım olmadı, kendimi enerji dolu ve çalışkan olarak saptadım.

Siz de görüşlerinizi yorum olarak yazın, Web sayfamızda yayınlansın.

AYŞE YILMAZ

Yazı Dükkanı ile tanışmam ilk kurulduğu günlere dayanır. Ethem Arı hemşerimle facebook arkadaşlığımızla başlayan yazılanları okuma ve yorumlama alışkanlığı vardı zaten. Sonra Yazı Dükkanı serüvenimiz başladı. Her gün aynı saatte paylaşılan yazılarımızı merakla bekleyip hemen paylaşıldığı anda okumak ,yorumlamak gece 24.00 olduğunda günümün rutini haline geldi. Hatta kim ilk önce beğeni yapacak diye yarışma bile yapıyorduk aramızda.

Biz böyle mutlu, mesut yaşayıp giderken taaa Çin de biri yarasa çorbası içti. Korona denilen virüs bütün dünyaya yayıldı. Bu da doğru mudur bilmiyorum,. Aslında pek te inanmadım ama bize söylenen bu. Salgın dünyaya yayılırken bizi de teğet geçmedi tabii. Geldi yerleşti. Bizi de yaşımızdan dolayı diyerek evlere kapattılar. O gün bu gündür kendimizi insanlardan uzak tuttuğumuz bir yerdeyiz.

Gelelim bu dönemde Yazı Dükkanı ile olan dostluğumuza. Çünkü yalnız günlerimizde arkadaşımız paylaşılan yazılarımız oldu. Bu dönemde boş durmadı Yazı Dükkanı. Bir kitap bile çıkardı. Aramıza yeni arkadaşlar bazen yazar veya şairler, bazen de benim gibi okuyup yorumlayanlar katıldı. Dükkan çalışmaları hızlandı. Teknolojiyi çok iyi kullanan arkadaşlarımız bu konuda da atılım yaptılar. Sosyal medyada da epey bir alan kazandık. Okuyacak yazılarımız çoğaldı. Yazarlarımız çoğaldı. Bu dönemin en güzel katkısı ise açısıyla, tatlısıyla birçok şeyi paylaştığımız, birbirimizi yakından tanımasak da sevgi ve saygı bağıyla birbirine bağlı sıcak ve büyük bir aile oluşturduk. Bu aile okumakta ekonomik sıkıntılar çeken çocuklarımıza, gençlerimize burs ve tablet yardımı yapmaya gayret etti, ediyor. Bu günler bitip yaşam normale döneceğimiz zamanlar için planlar yapıyoruz. En çok da, biz Yazı Dükkanı kızları yapıyoruz bu planları. Gezeriz, ilk sırada Adana ve Bekilli var.

Yazı Dükkanı aileme sevgi ve saygıyla.

ESMERİ ALEV EKEBAŞ

Yazı Dükkanı iyi ki var. Yazı Dükkanı yazarlarından olmak, onur verici. Diğer yazarlarımızı da ilgiyle okuyup, takip ediyorum. Başta Recai Oktan Bey olmak üzere, tüm emeği geçenler teşekkür ederim.

ZELİHA ŞAHİN

İyilikte yarış var bu dükkanda. Gönlü güzel yönü aydınlığa dönük canlar topluluğu. Yolu açık ufku geniş geniş oluşum. İyi ki var icatçısı Recai Oktan ve onunla birlikte okuru, yazarı olan her ferdine teşekkürler.

 

SUZAN KUYUMCU

Yazı Dükkanı üçüncü gözüm. İnsan her yaşta öğrenci. İtekleyici özelliği ile sürekli yürüyoruz. Tali yollarda açılan pencerelerle genişlerken bizler de yürümeyi bırakıp koşmaya başladık. Çok güzel dost kapısı oldu. Her an her istediğimizde güvenle tıkladığımız rengarenk kişiliklerin bir arada bulunduğu kapı. Protein değeri yüksek ikramlar… Ah bir de gözler sağlıklı olsa! Tek sıkıntım bu. Anlamlı projelere atılan imzalarlar ruhumuzu da beslemeye başladı. Bizleri aynı çatı altında bileşenler yaptığı için başta kurucumuz Recai Oktan, Ethem Arı, Atilla Yüceak ve Serdar Hakyemezoğlu’na sonsuz teşekkürler.

FUAT KEYİK

Covit-19’un zararlarını herkes biliyor. Ben kişisel olarak katkılarını söylersem; öncelikle eşimle bu kadar uzun süre birlikte olmanın mutluluğunu yaşadık, tam istediğim düzeyde olmasa bile kitap okuma sayım arttı, yazılarımı düzenleme ve hatta kitap haline getirme fırsatı buldum. Yazı Dükkânı’nda dalya (100.Yazı) yapmak da benim için ayrı bir başarı oldu. Ancak bu bir yıllık sürede Yazı Dükkânındaki hızlı gelişmelere uyum sağlamakta biraz sıkıntımız oldu diyebilirim. Başta Recai Oktan ustamız olmak tüm emeği geçen arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.

ZEYNEP KIYAK

Yazı dükkanı iyi ki var. Tam bir renk cümbüşü desem sanırım abartmış olmam. Her renkten her yaştan insanlar var. Kadınlı erkekli birikimli insanlar treni… Hepsi de dolu dolu insanlar. Yani deyim yerindeyse hayatın tavında pişmiş insanlar. İyi ki de bu trenin içinde, benim de yerim var ve iyi ki de, bu güzel tren beni içeri buyur etmiş.
Ben de bu misafirperverlik karşısında elimden gelenin en iyisini yapmak isterim. Çünkü bu ortamlar,  bana göre insanın kendisini de keşfidir, aynı zamanda. Hem insanı üretime özendiriyor, hem de öğrenmeye. Seviyorum böyle ortamları…
Yaşım gereği benden büyüklerin deneyimlerini, anılarını dile getiren her yazı bana olumluluk katıyor.
Bu ortamı bize sunan en başta Recai bey hocama, sonra da emeği olan herkese sonsuz teşekkürler… Böyle ortamlar kolay yaratılamıyor. O yüzden de kolayca yabana atılmamalı ve değeri bilinmelidir, diye düşünüyorum.
Saygılarımla.

FEVZİ KEYİK

Çok kısaca; Yazı Dükkanı’nda daha fazla zaman payım oldu. Üretilen güzellikler izlendi, paylaşıldı.
Çok teşekkürler…

KARACAKIZ EMİ ÖZTÜRK

İnsanın bir yaşam nedeni olmalı. Benim de yaşam nedenim, bol bol kitaplar okuyup kendimi oldukça, daha daha da çok geliştirmek. ..
Ve diğer yaşam kaynağım ise yazmış olduğum naçizane şiirlerim. ..
Siz YAZI DÜKKANI ailem ile birlıkte güzelliklere yelken açtık ve buda beni çok mutlu etmekte…
İnsanları, doğayı hayvanları ve okumayı seviyorum…
Selamlar saygılar sunuyorum üstadım, çok teşekkürler, iyi ki de varsınız…

MEHMET BARUTÇU

11 MART 2020 tarihinde ilk vaka göründüğünde ben memleketteki evde tek başıma kalmıştım. Hanım önceden kızına İstanbul’a gitmişti. Tabi bu durum hoşuma gitmemiş ve durumum hiçte hoş değildi. Bugün, yarın derken şehirlerarası seyahatler kısıldı, sokağa çıkma yasakları getirildi ve kocaman ülke kaosa sürüklendi. İyi giden hiçbir şey kalmamıştı. Bu durumda iyimser olabilmek için hiçbir sebep görülemiyordu.
Bu kadar yalnız kalmışlığım olmamıştı. Pandemi’den önce bir şeyler okuyor, yazıyordum, şimdi ne okuduğumu bilmiyor ve yazı yazamaz olmuştum. Hocam; o tarihlerde sizlerle de daha tanışmamıştık. Maalesef o günlerde yaşadığım hiçbir olumlu durumum olmadı.

ALİ YILDIRIM

Celal arkadaşımın bilgilendirmesi ile Yazı Dükkanı kurucusu Kıymetli Recai Bey ile tanışmış, Kalamış’ta da toplantıya katılmıştım. Recai Bey le tanışmış olmam bana başka bir yol buldu. Mutlu olmuş ve günlerim tüm arkadaşları takiple bu güne gelindi. Recai Bey tarafından, Nezihe hanım, Mustafa Bey ve şahsıma verilen, Valilik’teki işlemlerin takip görevi ile görevlendirilmem, emeklilikten sonra ilk resmi görevdi. Arkadaşlarımızla YAZI-DER kuruluş belgesini almıştık. ÜÇ ARKADAŞIN nasıl sevindiklerini ve mutluluklarını görmenizi isterdim. Neden bunu yazdığımı belirtmek istiyorum; Kendime bir yol bulduğumu, çalışkan, örnek kişiliği, yol göstermesi ve önerileri ile Recai Bey  ile (elimden geldiği kadar) hatta (Bir HARF) katkı sağlamak uğruna bağlanmış oldum. İnanın çözülemiyorum. Tüm arkadaşlarıma başarılar diliyorum. Ayrıca bir arkadaşımın önerileri ile (Anı’lar) bile yazmaktayım. Yazı Dükkanı Akademik Etkinlikler Derneğinin; Türkiye’de parmakla gösterilebileceğine inancım tamdır. Tüm personele başarılar diliyorum. Saygılarımla!

CAFER KILIÇ

Her olumsuzluktan bir ders almak gibi huyumuzun olduğunu bu pandemi döneminde bir kere daha anlamış bulunuyorum, sevginin dostluğun kardeşliğin ve birlikteliğin ne kadar önemli olduğunu yakından görmemizi sağladığı için öldürücü bir virüs de olsa pandemiye teşekkür etmemiz gerektiğini düşünüyorum, o kadar dikkatli aktif olduğumu da yine bir virüs sayesinde fark etmiş durumdayım; bundan sonra da yine aktif duyarlı, çevreye daha yararlı olarak enerjimi harcayacağım, Umarım her ne olursa olsun bu virüsten dünya olarak kurtulur ve daha aktif yardımlaşma gayreti dolu kardeşliği ve barışı öne alan duygular dolu bir dünya haline geliriz, tüm insanlığa ve halklara barış ve sağlık diliyorum. Mutlu günlere inşallah.

İYİ Kİ VARSIN YAZI DÜKKANI, İYİ Kİ VARSIN RECAİ OKTAN, İYİ Kİ VARSINIZ YAZI DÜKKANI AİLESİNİN TÜM FERTLERİ, TANRI YÜREKLERİNİZİ HEP VE HER ZAMAN SAĞLIK VE SEVGİYLE ÇARPTIRSIN.

HASAN ÜNVEREN

Covit salgını, tüm insanlara günlük hayatlarındaki bazı olguların ne kadar değerli olduğunu öğretti. Rahatça istediğin yerlerde, istediğin zaman, istediğin kadar gezmenin değerini, en önemlisi rahatça nefes almayı….tanışlarla, dostlarla ve hatta ailece görüşmeyi.. .Neyse ki özünde insanlar için iyi uğraşları ilke edinmiş kitap dükkanımız ve üretken arkadaşlarımız var. Değerli başkanımıza ve siz dostlarıma selamlar.
Not: Evde bulunduğumuz sürece nefes açma ve bacak kaslarımızı sağlıklı tutacak sporumuzu eksik etmeyelim. Selamlar, saygılar.

EROL KOPTAGEL

Olumsuz yönleri çok ama her krizden faydalanarak çıkmak da bizim elimizde .Bu zaman zarfında  YAZI DÜKKANI çok aşama kaydetti. Başta siz ve emek veren dostlara borçluyuz. Selam ve saygılar.

VEDAT KARACALAR

Recai abi Yazı Dükkanını tasarlarken ki heyecanına canlı tanık olan Canlardan biri olarak, ne kadar emek ve özverilerde bulunduğunu bilenlerdenim. Başta Recai abi ve tüm emeği geçen “Canlara” teşekkür ederim

MUZAFFER CANDANER – YAZMAK VE OKUMAK

Yazmak; insanlarla iletişim kurmanın aracı olmakla zevkli bir gereksinimdir…
Yazı Dükkanı’nda yazmaksa bir ayrıcalık.
Okumak ise; bir kazanım olurken… Okuyucunun yazana verdiği bir teşvik ikramiyesidir.
Bu dönemdeki birliktelik; her iki kesime de olumlu katkı sunmaktadır.
Yazanın emeklerine sağlık… Okuyucuya saygıyla.  M.C.

NEZİHE ŞİRVAN

Yazı Dükkanı ile ilk yılımız başka, 2. yılımız başka geçti. İlk yılda Recai bey ve arkadaşlarımızla defalarca bir araya gelip toplantılar yaptık. Recai Bey’in önderliğinde derneğin kuruluş çalışmalarını yaptık. Faydaya katkı sunabilecek olmanın mutluluğunu paylaşarak yaşadık. Başka sosyal çalışmalarım da vardı, hepinizin olduğu gibi…Aniden bir düdük çaldı sanki, hepsi bitiverdi. Gecen günlerde mısralar ile ifade etmeye çalışmıştım. Sanki kapının dışında korkunç görülmeyen düşman beni ele geçirecek gibi, 15 gün koridora dahi çıkamadım. Yazı Dükkanı harici diğer sosyal işlerimi mecburen tamamıyla sonlandırdım.
Bu dönemde Yazı Dükkanı sayfası ve tüm arkadaşlarım, onların yazıları, yorumları, attıkları kahkahalar, koydukları emojiler mutluluğum oldu; yalnız değildim. Daha çok okudum, daha çok yazdım. Yazı Dükkanı Akademik Etkinlikler Derneğimizin bu kısıtlı yasaklı günlerde kuruluşunun gerçekleşmesinde yer almak, kaç göç arası sevincim oldu. Kendi içime döndüm ama Yazı Dükkanı hep içimde idi. Recai Ustamızın yılbaşı armağanı ortak kitabımızı bastırması heyecan sevinç yarattı. Ortak kitapta yer almak birlik olmanın göstergesi olarak gurur verdi. Yazı yazarken artık eskisinden daha çok keyif alıyorum, beğenilmek de çok hoşuma gidiyor. Youtube sayfamızda seslendirmeler yapmak, web sayfamıza o ilk kalıcı, dünyaya açık yazıları yazmak, çok sevdiğim kitabı ve kişileri tanıtmak beni aşırı mutlu etti.
Arkadaşlarımızın geceli gündüzlü heyecan ile çalışmaları, sayfa yapımları ve tüm bunların asil bir amacının olması ne kadar güzel. Eğitime verdiğimiz destek, çocukların sevinci, kütüphane kurulumları, kitap göndermeler, arkadaşlarımdan kitap almalar olağanüstü güzel. “Yazı Dükkanı hayatımda olmasa idi. ne olurdu” yu düşünmek dahi istemiyorum. Eminim pek çoğunuza olduğu gibi bana da çok iyi geldi. Recai Ustamın verdiği heves yaşamımı anlamlı kılıyor…
Çok teşekkür ediyorum ve sizleri çok seviyorum Yazı Dükkanı ailem.

NİHAT YÜKSEL

Kendimizi keşfetme şansı verdi bence.

ESMA UZSOY

Çok şeyin farkına vardım.
Aslında bu süre içinde, fazla para harcayamadım, param hesabımda birikti. Sadece, gıda ve temizlik ürünleri alınıyordu. Nedeni ise alış veriş merkezlerinin kapalı olmasından kaynaklıydı.
Kendi başıma, kaldığımda, kendime kattığım çok önemli şeyler oldu.
Mesela çok sayıda şiir yazdım.
Her gün, kitap okumaya daha çok zamanım oldu.
Ben hijyen bakımından daha önceden de hassastım ama ona nazaran her gün temizlik yaptım.
Kafamın içinde, düşüncelerim belirginleşti. Çok sayıda, yabancı ve yerli film ve tabiattaki hayvan belgesellerini izledim. Aksatmadan her gün spor yaptım.
Covit 19’un kötü tarafı da, uzun zaman çocuklarımla sevdiklerimle, arkadaşlarımla, bir araya gelemedim. Beni korku ve panik sardı, ilk hastalığın dünyaya yayıldığında. O kadar hassaslaştım ki,
-belki de doğal olarak- ilk defa bu kadar çok korkar olmuştum.
Ölümden korktuğumdan değil, bu hastalığa yakalanırsam, çocuklarımla görüşmek yasağının var olmasındandı.
Çünkü bu hastalığa yakalanır da ölürsem, yaşama sevdiklerimle bir arada olmadan veda etmek de vardı, bu hastalığın nihayetinde. Yalnız olan insanlar, bu dönemde, daha da yalnızlaştılar.
Yazı Dükkanıyla yeni tanıştım.
Beni evine gönlüne alan, değerli YAZI DÜKKANI kurucularına çok teşekkür ederim.
Değerli Atilla hocam benim elimden tuttu, bir çocuk misali; “hade bizim dükkana gel, buradan yap alış verişini, ne işin var, başka dükkanlarda?
Tabi işin esprisi bu, sağ olsun.
Recai Oktan ve Ethem Arı hocam,
İsmini tek tek sayamadığım, değerli kalemlere çok teşekkür ederim, iyi ki varsınız..!

BEDRİYE ÇAKICI CAMBAZ

Kovit 19 Salgınında eve kapanıp, sevdiklerimle görüşememe, istediğim an sokağa çıkıp alış verişimi yapamama, insanlarla temas etmemek için bir birinden hemen uzaklaşan insanları gördükçe, bunun ne biçim bir illet olduğunu üzülerek ve korkarak yaşadığım günlerde arkadaşım Emine Öztürk’ün (Karaca kız) beni yazı dükkanına davetiyle Yazı Dükkanı ile tanıştım.
Oradaki yazıları okuyup yorumlarda bulunuyordum, başımdan geçen küçük bir anımı yazmıştım. Bu anım ne tesadüftür ki, Nurettin Şenol öğretmenimin dikkatini çekmiş, bana; Yazı Dükkanı ailesine katılıp orada güzel şeyler yazabileceğimi, Recai Oktan beyefendiye bu teklifi sunmamı yazdı. Ben de, bir cesaretle Recai beyefendiye bu isteğimi ilettim.
İyi ki iletmişim. Böyle güzel bir aileye katılıp, benim de bir şeyler yapabileceğimi düşünerek çok mutlu oldum. Pandemi’nin bana kattığı en muhteşem şey bu oldu. Çünkü kendimi yazılarımla ifade edebilme özgürlüğünü, içimdeki küçük yazarı keşfettim. Ve şuna inandım ki, her şerde bir hayır varmış.

FATMANUR CANER

Merhaba. Yazacak çok şeyim var aslında bu fasılda. Salgının ilk zamanlarından başlayalım bence. Dünyada covit hastalığı başladığında, bir süre bende de, “bize gelmez bu hastalık” düşüncesi hakimdi. Çünkü bizler Türk oluyoruz,  biliyorsunuz. Neyse, bir süre sonra ilk vaka törenle açıklandı da rahata kavuştuk. Gerçi, sonra meğerse çoktan varmış da, ilgili bakanlık; daha doğrusu bakanlığın içinde yer aldığı devlet baba, üzülmeyelim diye bizden saklamış, dediler de; ben inanmam öyle, devlet karşıtı algı operasyonlarına dostlarım. Siz de inanmayın devlet düşmanlarına. Şimdilik bu kadar söylüyorum yani. Sonra şok geçirdim o ayrı. Baktım televizyonda Çin’de insanlar yolda yürürken pat diye birden düşüp ölüyorlardı. İlk günlerde ölüm oranları üç beş iken kısa sürede aritmetik olarak çok artmaya başladı. Demek bu virüs bizim memlekete de ani bir giriş yaptı ama sonradan yayılma şartlarını uygun buldu, fırsat bu fırsat dedi, diye düşündüm. Derken kendimi ölüm anksiyetesi denilen ruhsal depresyonun içinde buldum. İşi ilerlettim. Pencereleri açmadım virüs eve girmesin diye. Etrafıma eza cefa çektirmiş olabilirim o dönemde. Geriye dönüp baktığımda, şimdi delice geliyor da, o zaman normal sanıyordum kendimi. Derken acı bir ölüm olayıyla sarsıldım. Yas ve salgın depresyonu derken, tam elden çıkıyordum ki; arkadaşım Atilla Yüceak, “Gel seni bizim dükkana alalım” dedi. Dükkan nedir falan derken, bir kaç gün sonra Recai Oktan’ın Msn de mesajını gördüm. Sizi sayfamda tanıttım, adet’dendir herkese münasipçe teşekkür edersiniz yazıyordu. O günden sonra bir şey hatırlamıyorum,  diyormuşum. Gerçekten hatırlayamadım. Zaman yanılması oluştu bende. Yedi aydır dükkandayım tahminen. Bir de baktım daha dün bir arkadaş beni sayfasında şair-yazar Fatmanur Caner diye anmış. Vallah billah, başkaca da bir şey demeden huzurdan ayrılıyorum dostlarım. Lütfen beni kızlardan biri ( Serpil Döğüşçü’yü uygun gördüm) çimdiklesin. Son olarak da, mizah yazılarımla yirmi yıl çalıştığım Tarım Bakanlığından intikamımı aldım. Mutluyum!..

ETHEM ARI

Yazı Dükkanının doğumundan (Kasım 2017) bugüne kadar bütün gelişmeleri, birçoğunun içinde olarak yaşadım. Önemli olayları “Uzun İnce Bir Yol” başlığı altında kayda geçtim. Yazı Dükkanı sayesinde daha özenli, daha doyurucu yazılar yazmaya başladım. Birçok konuyu araştırıp kendi düşüncelerimi de katarak yayımladım. Eleştiri-Öz eleştiri başlıklı iki yazı yazdım. “Eleştirilmek istiyorum” dedim, eleştiren olmadı. Buna karşın örtülü tavır alanları gördüm. 212 yazım ya da derlemem yayımlandı. Topluma bir şeyler vermenin, paylaşmanın, düşüncelerimi yazıya dökmenin hazzını yaşıyorum. Umutsuzluğa düştüğüm anlarda Recai OKTAN’ın umudu ve özverisi itici gücüm oldu. Ölçüsü olmaz, bedeli ödenmez bir ödevi 19 aydır severek yapıyorum. Şimdi bu ödevi Atilla Yüceak, Serdar Hakyemezoğlu ve Fatmanur Caner’de yapıyor. Alınlarından öpüyorum.
Az da olsa, bazı arkadaşlarım ücretli hizmetli davranışı yapmadan önce eşduyum (empati) yapsa, daha verimli çalışacağım. İnsan insanı sevmeli; insan canlı yaşama saygı duymalı.
Sevgiler Yazı Dükkanı aileme.

ATİLLA YÜCEAK

Yazı Dükkanı Akademisi; Kurucu başkanı  Recai Oktan önderliğinde gittikçe büyüyen bir #Dayanışma ve #İyilik hareketidir…
Tuz tanesi kadar katkı sunan her cana selam olsun.
Sevgi kazanacak!

CAFER YILDIZ

Sosyal medya üzerinden yaptığımız çalışmalar kişisel olunca farklı, toplumsal olunca elbette farklı olmaktadır,. Ancak yazı dükkanı ailemizle birlikte yaptığım çalışmalar sayesinde hem öğrenci hem de öğretici olduğuma inanıyorum, öğretmen sadece sınıfta öğrencilere ders verenlere denmez, hayatının yaşam biçimiyle ders verene de
öğretmen denir,
Korona salgını nedeniyle ilk önce yaşam alanımızı çoklu ilişkilerden izole ederek güvenli hale getirdik, öldük bittik ne olacak endişesine kapılmadan, yazı dükkanımızda üretim faaliyetleri sürdürerek;
İlk önce “Dükkandan Dünyaya Gönlümüzce” kitabının artı getirileri üzerinden tablet kampanyasına katkı yaptık,
Devamla özellikle benim ve sevgilimin adına çok değerli olduğuna inandığım “Bir ömür sevgilim NECLA” kitabımızın doğuşunu gerçekleştirdik, yaptığımız bu çalışmalarda yazı dükkanı ailemizle olmasaydım bu kadar başarılı olmayabilirdim, yazı dükkanı ailemizle birlikte olmak çok önemli bir ayrıcalıktır,
İyi ki yazı dükkanı ailemizle tanışmış birlikte yol almışım.
Sevgiyle kalınız.

ÇİÇEK GÖKÇE

Yazı dükkanı ailesiyle beni tanıştıran Alim Başaran Öğretmenime ve bir kardeşine candan kucak açan değerli ağabeyim Recai Oktan’a ve teknik konularda yardımcı olan Ethem Arı Bey’e ve Atilla, Fatma, Serdar… ismini yazamadığım yazı dükkânı ailesine teşekkür ederim.
Covit- 19 süresince dükkana yazdığım anı yazılarım daha disipline oldu, bana yazdıklarım yazılar da bana terapi etkisi yaptı. Salgın süresince, içeride oldum ama yazı yetiştirmek telaşesiyle günlerim birbiri arkasına öyle hızlı ve eğlenceli geçti ki…
Yapılan yardımlara naçizane katkı vermeye çalışmanın manevi hazzını da yaşadım. Yazı dükkanı yazarı olma sıfatı kendimi bana önemsetti.
Arkadaşların buraya yazdıkları yorumların her duygusu, benimde hissettiklerim. İyi ki varsınız. Pandemi sevdiklerime kavuşmayı hep ertelettiriyor. Bu süreyi sağ bitirirsem ilk işim Çanakkale’den Adana’ya gitmek… Sizleri seviyorum Yazı dükkanı renkli insanları…

NURETTİN ŞENOL – SALGINDA YAZI DÜKKÂNI

Yazı Dükkânı bir Recai OKTAN tasarısıdır. Gazeteci deneyimiyle kurup geliştirdiği Facebook sayfamızı sürekli daha iyiye daha güzele, daha doğruya taşıdı.
Ethem ARI arkadaşımla çok önceden arkadaşlığımız vardı. Onun önerisiyle ben de katıldım. O güne dek Facebook ırmağına binlerce yazıyı attım, akıp gitti. Şimdi arasam bulamam.
Biliyoruz ki insan okudukça doluyor, birikimleri arttıkça boşalma, yazma gereksinimi doğuyor. Bu kendiliğinden gelişiyor.
Yazdıkça her gün daha iyi yazdığımızın ayırdına varıyoruz.
Yazı Dükkanımıza sürekli yazı gönderebildiğim için kendimi, görevini yerine getiren insan olarak duyumsuyorum.
Biriken yazılarımızdan seçmelerle “Dükkândan Dünyaya GÖNLÜMÜZCE” adlı ilk betiğimizi (kitabımızı) bastırıp dağıtıma çıkarmakla somut bir yapıt ortaya çıkardık.
*
Bende sürekli okuma ve yazma alışkanlığı oluştuğu için birçok insanın KÜRESEL SALGIN sıkıntısı yaşadığı bir yıldır ben hiç sorun yaşamadım.
Tek sorunum çok oturmaktan kimileyin belim ve bacaklarımda sorun yaşamamdı.
Evden dışarı çıkamadığım zamanlarda en azından evde gezinerek işler yaptım ya da uzanarak okudum. İzinli oldukça da sürem doluncaya dek yürüdüm.
*
Çeşitli sosyal etkinliklerden uzaklaşmak kuşkusuz hiç hoş değildi. Bu etkinlik boşluğunu Facebook, Yazı Dükkânı ve bileşenleri ile doldurmaya alıştım. Her zaman yapılacak işim vardır. Bana hiç zaman yetmiyor. Canım sıkıldığını bilmem. Güneşli günlerde hemen evden çıkıyor, yürüyorum.
*
Akraba ve dostlarla yüz yüze görüşüp söyleşememek kuşkusuz beni üzüyor. Ancak salgın günlerinde bu görüşmelerimizi ötelememiz gerektiğinin bilincinde olarak sorun etmiyorum. Bir an savaş yaşayan toplumları düşünürsek, gerekli önlemlerle rahat bir soluk almak avunmak için yeter sanırım.
*
Başta Kurucu Başkanımız Saygın Recai OKTAN ve her gün yazılarımızı paylaşan Ethem ARI arkadaşım olmak üzere bana ve okurlarımıza KÜRESEL SALGIN sıkıntılarını unutturan emeği geçen tüm arkadaşlarım sağ olsunlar.
Şimdi Yazı Dükkânı çok genişledi, renklendi, çeşitlendi. Facebook sayfamızla birlikte WEB Sitemiz, YOUTUBE Kanalımız yetenekli arkadaşlarımız Atilla Yüceak, Serdar Hakyemezoğlu, Fatmanur Caner’in ellerinde sürekli gelişmekte, büyümekte. Sağ olsunlar, var olsunlar.
Artık kimse sıkılmayacak çünkü YAZI DÜKKÂNI, YAZI DÜKKÂNI AKADEMİSİ Youtube Kanalımız ve WEB Sitemiz YAZIDÜKKANI.COM var.
Sağlıklı kalın.

MANSUR EKMEKÇİ

Güncel konulara değinmek ve bu hususta nesir veya şiirler yazıp geleceğe aktarmak güzel bir düşündedir güzel dostum

Recai Oktan, Gönülden kutlar, üyelere de ayrı ayrı selam ve saygılarımı sunarım. Merak ettiğimiz şey, ilgili şiirlerimizi veya gerektiğinde makalelerimizi Yazı Dükkanı’na nasıl aktarmamızdır. Yorum yerine olmaz, Messenger’e mi göndereceğiz. Saygılarımla. (Not: Ethem Arı tarafından bilgilendirme yapılmıştır.)

MUSTAFA TORUN

Covid-19 Enfeksiyonunun ülkemizde resmen başladığı 11Mart ve ilk ölüm olgusunun görüldüğü 15 Mart tarihi; Aktif çalışan biz Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanları için önemli tarihlerdi. Bir yandan yeni bir enfeksiyon hastalığını öğrenip, hastaları tedavi etmeye çalışma, bir yandan bu gizemli enfeksiyondan kendimizi bir hekim ve insan olarak korumaya çalışmak duygusu yaşamaya başlamıştım.. Amatör tiyatro çalışmalarımız ve mesleki toplantılarımız aksamıştı. Doğal olarak yazı eylemim daha öne çıkmıştı. Yazı Dükkanı’ndaki birbirinden güzel dostlarla tanışmam, Recai Abi ve Atilla yoldaşım ile sohbetlerimiz bana doping etkisi yaptı. Her karanlığın bir ışığı ve aydınlığı olduğunu ,daha birçok çelişkiyi PANDEMi sayesinde fark ettim. Bu arada ikinci kitabımı yayınlama fırsatım oldu.. Teşekkürler Yazı Dükkanındaki birbirinden güzel dostlarım. İyi ki varsınız. Sevgiler.

VELİ ULUYOL

Covitli günlerde ben de okumaya biraz daha fazla zaman ayırdım. Birde hep kapalı kaldığımız için emekli bütçemiz iki ay bir miktar fazla verdi. Devlet ricalinden birisi; inşallah koronadan da kazançla çıkacağız diyordu ya: belki beni ve benim gibileri kastetmiş gibime geldi!

ŞERİF KAYA

Benim YAZI Dükkani ailesiyle tanışmam biraz tesadüfi oldu. Bir şiirime beğeni koyan Ayşe Ok arkadaşımın sayfasında YAZI DÜKKANI paylaşımını görünce sordum; “burada yazmam olası mı?” diye. Sağolsun o da Recai Bey ile iletişimimizi sağladı. Recai Oktan Bey olarak tanıştığım kişi meğerse bir “BİLGE” imiş. Ve ilk tanışmamızla birlikte bendeki “BEY” sözcüğünün yerini “ABİ” sözcüğü aldı. Önce Ayşe Ok arkadaşıma sonra “BİLGE İNSAN” Recai Oktan Abime teşekkürler, böyle güzel bir ailenin bir parçası olmamı sağladıkları için.
Yazı Dükkanı bir aile; ülkenin farklı coğrafyalarından,hatta yurt dışında, üyeleri olan bir aile. Aynı zamanda bir okul. Öyle inanıyorum ki süre içinde kendi ekolunu oluşturacak bir okul olacak. Kişisel ihtiras ve egolarını bir tarafa bırakmış, gönüllülük ilkesi etrafında, aynı hedefe; AYDIN ve DEMOKRASİYİ tüm kurumlarına yerleştirmiş bir TÜRKİYE özlemi ile bir araya gelmiş bir aile…
Pandemi dönemine denk düşmesi , dernek çalışmalarımızı olumsuz etkilese de biz bu süreci lehimize çevirdik kanısındayım. Daha çok yazın alanında üretken olduk. Yasaklarla eve hapsolmuş dostlarımız zamanını büyük bir kısmını YAZI DÜKKANI’na ayırdılar. “ BİLGE İNSAN” sevgili abimizin; o sabırlı, özverili ve yol göstericiliği ile büyük aşamalar kaydettik. Bir yıllık süre içinde derneğimizi kurduk, web sayfası , YouTube sayfası, tiveter sayfasını açtık.Yazan arkadaş sayımız yüz elliyi, Facebook takipçi sayımız on bini geçti, birinci kitap basımını gerçekleştirdik, burs verdiğimiz öğrenci sayısını ona çıkardık, gereksinimi olan öğrencilere tablet yardımında bulunduk. Son olarak da KİTAPLIK-SAHHAF’ın ilk örneğini ADANA’da açtık. Kısıtlı koşullara ve yasaklara karşın, yaptıklarımız bize ilerisi için umut vaadediyor. Dilerim, yeni dönemde hedeflediğimiz yolda daha büyük adımlar atarız. Bu ara; başta BİLGE İNSAN’a, Ethem Arı Bey’e , Fatmanur Caner Hanım’a, Atilla Yüceak dostuma, Serdar Hakyemezoğlu kardeşime yoğun çaba ve harcadıkları emek için teşekkür ediyorum

SERDAR HAKYEMEZOĞLU

Salgın sürecindeki sokağa çıkma yasakları sırasında Yazı Dükkanı ailesiyle henüz tanışmamıştım. Buna çok hayıflanıyorum. Çünkü o dönem fazlasıyla boş zamanım vardı. Okuyarak, yazarak değerlendirmeye çalıştım. Oysa, o arada web sitesini güle oynaya aradan çıkarırmışım, ne güzel.
Salgının ilk dönemlerinde gerçekten büyük bir panik yaşadık. İçimde hastalığa yakalanan kesin gidiyor, duygusu oluştu. Avrupa’dan ulaşan görüntüler korkunçtu. En kötüsü de, insanlar sevdiklerinden ayrı, tek başlarına ölüyordu. Haftada bir kez uzay adamı gibi giyinerek market alış verişine gidiyordum. Zor günlerdi.
Yazı Dükkanı ailesiyle beni ablam tanıştırdı. İyi ki de tanıştırmış. Burada olmaktan, çağdaş eğitime destek olma çabalarına elimden geldiğince katkı koyabilmekten dolayı sevinçliyim, mutluyum.
10

Bu yazıyı da okuyabilirsiniz

Çocukluk Çağımız Daha Güzeldi Sadi Geyik

Anı

12 Yorumlar

  1. Benim YAZI Dükkani ailesiyle tanışmam biraz tesadüfi oldu. Bir şiirime beğeni koyan Ayşe Ok arkadaşımın sayfasında YAZI DÜKKANI paylaşımını görünce sordum; “burada yazmam olası mı?” diye. Sağolsun o da Recai Bey ile iletişimimizi sağladı. Recai Oktan Bey olarak tanıştığım kişi meğerse bir “BİLGE” imiş. Ve ilk tanışmamızla birlikte bendeki “BEY” sözcüğünün yerini “ABİ” sözcüğü aldı. Önce Ayşe Ok arkadaşıma sonra “BİLGE İNSAN” Recai Oktan Abime teşekkürler, böyle güzel bir ailenin bir parçası olmamı sağladıkları için.
    Yazı Dükkanı bir aile; ülkenin farklı coğrafyalarından,hatta yurt dışında, üyeleri olan bir aile. Aynı zamanda bir okul. Öyle inanıyorum ki süre içinde kendi ekolunu oluşturacak bir okul olacak. Kişisel ihtiras ve egolarını bir tarafa bırakmış, gönüllülük ilkesi etrafında, aynı hedefe; AYDIN ve DEMOKRASİYİ tüm kurumlarına yerleştirmiş bir TÜRKİYE özlemi ile bir araya gelmiş bir aile…
    Pandemi dönemine denk düşmesi , dernek çalışmalarımızı olumsuz etkilese de biz bu süreci lehimize çevirdik kanısındayım. Daha çok yazın alanında üretken olduk. Yasaklarla eve hapsolmuş dostlarımız zamanını büyük bir kısmını YAZI DÜKKANI’na ayırdılar. “ BİLGE İNSAN” sevgili abimizin; o sabırlı, özverili ve yol göstericiliği ile büyük aşamalar kaydettik. Bir yıllık süre içinde derneğimizi kurduk, web sayfası , YouTube sayfası, tiveter sayfasını açtık.Yazan arkadaş sayımız yüz elliyi, Facebook takipçi sayımız on bini geçti, birinci kitap basımını gerçekleştirdik, burs verdiğimiz öğrenci sayısını ona çıkardık, gereksinimi olan öğrencilere tablet yardımında bulunduk. Son olarak da KİTAPLIK-SAHHAF’ın ilk örneğini ADANA’da açtık. Kısıtlı koşullara ve yasaklara karşın, yaptıklarımız bize ilerisi için umut vaadediyor. Dilerim, yeni dönemde hedeflediğimiz yolda daha büyük adımlar atarız. Bu ara; başta BİLGE İNSAN’a, Ethem Arı Bey’e , Fatmanur Caner Hanım’a, Atilla Yüceak dostuma, Serdar Hakyemezoğlu kardeşime yoğun çaba ve harcadıkları emek için teşekkür ediyorum 🙏🙏

    1
  2. Yazı Dükkanı Ailesinin bir bireyi olmaktan sevinçli ve gururluyum. Aileyi ayakta tutan ,can katan kurucumuz Recai Oktan ‘a ve tüm aile bireylerimize sevgi ve saygilarimi sunuyorum.

    2
  3. Hatice Altunay

    8-28 Mart Marmaris’te kadın ve sağlık etkinliğindeydim. Kitaplarımla sergide yer aldığım için akşamları da çok yoğun olduğumdan görememişim. Öncelikle bana Yazı Dükkanına katılmam için ulaklık eden Esmeri Alev Ekebaş’a teşekkür ederim.Zihnimde eğitim için çalışmak vardı hep. Kişisel olarak kendimce desteğim hep oldu ancak ekip içinde olmak daha da güçlü yapıyordu bizleri.Salgın döneminde Yazı Dükkanı ile tanışmış olmamam beni çok çalışkan yaptı. Üstelik web sayfası , video filan inanın yalnızca yazı dükkanı tümüyle günümü dolduruyordu bazen okuyamadığım geriye döndüğüm yazılar oluyordu. web sayfasına pek hakim değilim.Tüm yazıları okuyamasam da mümkün olduğunca okuyorum.
    Dikkatimi çeken anılarımız heybeler dolusu ….geçmiş günleri aramak özlemiyle belki de salgın günlerinin karamsarlığı, çıkmazlar içindeki ülke….Umuyorum güzel günlerde yüzyüze tanışmanın mutluluğunu yaşayacağız.Yazı Dükkanı covid 19 virüsünün ülkemizi sardığı bir çıkmazda ruhumuzu besleyediği için iyi geldi.

    1
  4. FEVZİYE ŞİMDİ

    Ah ben atlamışım bu paylaşımı, sanırım rahatsız olduğum ya da yeğenimle ilgilendiğim döneme denk geldi. Yazı Dükkanı ailesi içinde olmaktan mutluyum. Güzel paylaşımlar yapılıyor tüm arkadaşlarımızca. Sayın Recai Bey’in önderliğinde ortak kitap etkinliğinde yer aldık. Yazı Dükkanında güzel çalışmalara imza atılıyor. Başta Recai Bey olmak üzere Sn. Ethem Arı, Sn. Atilla Yüceak, Sn. Serdar Hakyemezoğlu’na değerli çabaları için teşekkür ederim.

    4
  5. Sibel Karagöz

    Merhaba değerli hocam ve yazı dükkanı ailem , aileye katılmam şair arkadaşım Oruç Erkan sayesinde oldu çok çabuk kaynaştık hiç görmeden karşılıklı oturup muhabbet etmiş gibi yakın hissediyorum tüm arkadaşları yazıların tamamını okuyamasam da fırsat buldukça katılıyorum, okuduklarıma beğeni ve yorum yapıyorum her yazı bir pencere ve farklı bir bakış açısıyla dünya
    Hepsi başka başka renkleri bırakıyorlar imza diye bir senedir evden çalışıyorum ve daha çok bilgisayar başında evrak hesap işleri yapıyorum korona beni daha zor bir hayata soktu işlerim daha çok arttı uzaktan sorunları çözmem de zorlaştı bunalımlı günler başladı yeğenim ardından annem korona oldu biz tam bir ay kapıdan dışarı adım atamadık bulaştı bulaşacak öldük öleceğiz derken ben kabuslar görmeye başladım uyur uyanık o kabuslardan birini de yazdım…

    KARANTİNA ‘DA RÜYA

    büyük küçük karaltılardan bir aydınlığa
    pencereler açılıyor rüzgar tarlasına
    bir koyup bin alınan öfkelerin tarlası
    rüzgar esiyor gözlerin gölü üzerinde
    saklanmış mezarlarından horluyorsun hor hor
    kaç kere gömmüşsem kaç kere yıkadıysam “o”
    naşı ,öfkeyi ,isimsiz taşların altına
    karanlık sisli bulutların altında çaktı
    öfkenin y’eli belki intikamın yakamdan
    düşmeyen ekinlerindi solmayan ,gülmeyen
    konuşmayan sesi duymak istedim çok defa
    belki sen de konuşmak istiyordun rüzgarın
    rüzgarın hışırdadı önce karanlıklara
    yırtıldı öfkelerinin tarlası şimşekler
    isimsiz ,isimli isimsiz çağırıyorlar
    beni yelden,beni benden önce alıyorlar
    veda hutbesi bu haşin rüzgarlar esiyor
    mezarlıklar ,mezarlar ,mezar taşları silik isimsiz öfkeleri dudaklara rüzgara
    bıraktılar beni, beni benden ala ala
    horlaya hortlaya karabasan çöke çeke
    Sibel Karagöz

    İşte bu kötü zamanlarda yazı dükkanı, yazılar bir nefes almamı sağladı öyle ya da böyle bir sene geçti çok kayıp var sadece corona değil bir de elli ayaklı kör bıçaklar var ve hedefleri kadınlar ve çocuklar ülkemin topraklarında kadınlar yatıyor bir hiç uğruna…
    Yazı Dükkanında başta Recai hocama sonra Ethem hocam, Atilla hocam, Serdar hocam ve masalların annesi Fatmanur hanımcığım hepsi hepsi iyi ki varlar ve iyi ki tanımışım böyle bir eğitim yararına bir fiske de katkım oluyorsa ne mutlu bana bu kötü zamanlarda yazı dükkanına sarıldım can kurtaran yelek gibi…
    Sevgiler, saygılar…,

    6
  6. Fatmanur Caner

    Yorumda yazmayı unutmuşum. 62 yaşında, içimden fışkıran enerjiyle yazmamı sağlayan, bu sıcacık ait olma duygusunu da bana yaşatan , en önemliside desteğe ihtiyac duyan gençlerimize eğitim desteği vermenin birleştirici ülküsüyle heyecanlandıran Yazı Dükkanı oluşumu benim için hazanda açan bir güldür. ❤️❤️❤️

    7
  7. Mustafa Yeşilmen

    Hemen hemen her aşamasında ve İstanbul ‘daki toplantılarına eşim ile katıldığım yazıdükkanın bugünlere gelmesi ile nasıl mutlu olduğumu anlatamam. İyi ki YAZIDÜKKANI var.

    3
  8. Halil Naci Ergölen

    İyi ki Yazı Dükkanı var. Sizleri tanıdim, çok mutluyum. Yazılan ve yapılanlar için çok teşekkür ediyorum.

    6
  9. Teşekkürler

    7
  10. Nezihe Şirvan

    Ustam Recai Oktan’a ve Yazı Dükkanı aile bireylerine sevgiler saygılar sunarım.

    6
  11. Okumayı yazmayı sevenler başka ne ister. Teşekkürler hocam

    7
  12. Recai bey hocam iy ki i varsiniz.
    Herşey için teşekkürler.

    5

Bir yanıt yazın