BEŞİNCİ YILINDA YAZI DÜKKÂNI AKADEMİSİ
VE
RECAİ OKTAN
Emeklilerin sorunlarıyla ilgili Facebook sayfamda paylaştığım bir yazım üzerine Sayın Nezihe Şirvan Hanımefendinin beni telefonla arayıp, “sizi Yazı Dükkânı Ailemiz içinde görmek isteriz. İzniniz olursa telefonunuzu başkanımız Sayın Recai OKTAN Beye verebilir miyim?” talebi benim adeta yeni bir dünyaya açılmamı işaret etmişti. Kısa bir süre sonra Sayın Recai Bey’in telefonuyla bir anda okula yeni başlamakta olan bir çocuk heyecanını yaşadım.
Sevgili Başkanın son derece sıcak ve sanki kırk yıllık bir dostun yakınlığıyla davet edişi beni çok etkilemişti. Facebook sayfamda memuriyet yıllarımda içinde bulunduğum sendikal faaliyetlerle, sivil toplum kuruluşu çalışmalarım sırasında yaptığım bazı yazı denemelerim olmuştu. Çalışma hayatımda bulunduğum görevlerimden edindiğim tecrübe ve birikimlerimi bir gün mutlaka kitaplaştırma hayalim vardı.
Yazı Dükkânı Akademisi bünyesine kabul edilmemden itibaren işin çok daha ciddi boyutları olduğunu görmek, çok tecrübeli Yazar arkadaşlarla aynı sayfalarda yazmak benim gibi bu işin çok acemisi olan biri için fazlasıyla ağır bir görevi üstlenmek gibi olmuştur. Ancak öteden beri de yazmayı seviyordum. Emeklilik hayatımı kolaylaştırmak için önceleri vakit geçirme amacıyla başladığı Gayrimenkul Danışmanlığıyla 2004 Yılından beri uğraşmaktayım. Memuriyetten sonra, bazı prensipler içinden geldiğim için biraz zor intibak yaşadım. Son beş yıl içinde yazmaya oldukça ağırlık vermeye başlamıştım. Yazdıklarımı dosyalıyordum.
Sayın Nezihe ŞİRVAN Hanımefendiden ve ardından Sayın Recai OKTAN Bey ile görüşmeden aldığım enerjiyle YAZI DÜKKÂNI sayfalarında yer almanın mutluğunu yaşıyorum. Hayalini kurduğum “Yazın Hayatının” ustalarıyla yan yana aynı sayfalarda olma şerefine ulaştım. Sayın Recai OKTAN Beyin sihirli bir itici güç olduğuna beni inandıran tarafı, kitap basımı konusunda verdiği sözü kısa bir zaman diliminde inanılmaz bir güzellikte yerine getirmesi olmuştur. Çünkü benim gibi Yazın sektörünün acemisinin asla tek başına işin içinden çıkması hasarsız mümkün olamazdı.
Açıkça belirtmem gerekir ki, sosyal medya alanında birçok gurupların uçuştuğu ve adeta üye avcılığı yaptığı geniş bir ortam var. Onların yazışmalarını ve paylaşımlarını uzun bir süre anlamak için takip ettiklerim olmuştu. Fakat birçoğunun ya ideolojik, siyasi ya da rant elde etme amacına yönelik olduklarını gördükçe uzak kalmam gerektiğini düşündüm ve uzak durdum. Bazılarının da tamamen gönül eğlendirme tarzı sergiledikleri için ilgi alanımın dışında kalmışlardı.
Hayatım boyunca daima ciddi sivil toplum çalışmaları içinde oldum, dergi ve gazete çıkardık ve yazılarımızı üyelerimizle paylaştık. Amacımız her zaman arkadaşlarımızla birlikte toplum sorunları ve ülke sorunlarıyla ilgili alanlarda çalışmalar yaptık.
Böyle bir birikimi mutlaka kitaplaştırmanın hayalini kurduğum günlerde YAZI DÜKKÂNI Ailesiyle karşılaşmak ve değeli Kurucu Başkanıyla tanışmak ve davetiyle işe başlamak sorumluluğuyla karşı karşıya kaldım.
İlkyazımı göndermeden önce incelediğim sayfalardaki muhteşem şiir ve yazılarıyla ustalara hayran kaldım. Müthiş bir güzelliği inşa etmiş olan Sayın Başkan Recai OKTAN ve ona inanarak etrafında öbekleşen değerli tüm arkadaşların gösterdikleri üstün birliktelik duyguları karşısında şapka çıkarmak gerektiğini düşünüyorum.
Beni tüm yazılanlar kadar hatta fazlasıyla etkileyen, öğrencilere sunulan yardım kampanyası ve devam ettirilen burs oluşumudur. Bu müthiş bir anlayış ve bu anlayışın tüm üyelerce de aksatılmadan uygulanışıdır. Bu (sinerjiyi) görevdeşliğin oluşmasında değerli Başkanımızın güvenirliliğinin asıl kaynak olduğu konusunda inanıyorum ki tüm arkadaşlarımız da benimle aynı fikirdedir. Düşünün ki, sadece telefonla yaptığımız bir görüşme sonucu oluşan sıcak yakınlaşma duygusuyla başlayan ve kısa bir zaman içinde de dostluğa dönüşen bir arkadaşlığın doğmasını sağlamıştır.
Diğer taraftan yıllar önce kurulmuş bu dostluk ortamında yazılan yazı veya şiirlerle ilgili yapılan beğeni ve yorumlardaki son derece seviyeli ve teşvik edici sıcaklığın yazana verdiği enerjinin dozu, giderek büyük bir sevgi ve saygı bağını kuvvetlendirmektedir. Öyle ki henüz birbirini yüz yüze tanımamış birçok arkadaşımızın olduğu bu ailede kurulmuş olan sevgi bağının büyüklüğüdür.
Kısa sayılabilecek birlikteliğim sürecinde kimin hangi siyasi veya ideolojik görüş veya da etnik, inanç yapısına ait olduğu ile ilgili en ufak bir imanın bile ortaya çıkmaması beni çok daha fazla etkileyen bir diğer tarafıdır.
Bu anlamda herkese teşekkür ederim. İşte demokrasi anlayışı ve uygulaması örneği budur. Bunu Kurucu olarak yanına aldığı arkadaşlarıyla beraber sağlayan, uygulayan Sayın Başkanı saygıyla selamlamaktan onur duyarım. Benim için önemli bir tutumdur. Çalışma hayatımda ve sosyal çalışmalarımda aynı hassasiyeti sürdürmüş bir arkadaşınız olarak gerçekten bu tutumun bizlere, Atatürk’ün milli birlik ve beraberliği sağlamasından emanet kaldığını düşünüyorum. Hayata bakış tarzım da da her zaman bu tutum yer almıştır.
O nedenle Sayın Başkanımızla aramızda oluşan saygın dostluğumuz kısa zamanda gelişmiştir. Bir insanda aranılan, açık sözlülük, doğru ve dürüstlük, inanılırlık ve güvenme duygusu, çalışkanlık, saygı ve sevgi duygusu gibi olguların bir arada görülmesi mevcut sosyal ortamımızda az rastlanan bir durumdur. Değerli Başkan bu özellikleri bir arada bünyesinde toplayabilmiş nadir insanlardandır. O nedenle yüzlerce hatta binlerce insanı bir çatı altına toplayabilmiş ve uzun soluklu bir birlikteliğe üye yapmayı başarmıştır. Bu ayakta alkışlanır.
Sayesinde tanışma fırsatını bulduğum değeli Yazar ve Şair arkadaşlarımın olması paha biçilmez manevi ve sosyal bir kazanç olmuştur bizler için…
Henüz Sayın Başkan dışında yüz yüze gelemediğim değerli arkadaşlarımızın bir kısmıyla umarım 22 – 25 Haziran Eskişehir buluşmasında tanışma fırsatım olacaktır.
Benim Yazı Dükkânı Ailesine katılmam 2021 başlarında olmuştu. Yanlış hatırlamıyorsam Temmuz 2021’ de tatil yapmak üzere Bodrum – Turgut Reis/Ormancılar Sitesinde olacağımızı telefonda kendisine ilettiğimde “Geldiğinizde mutlaka arayın görüşelim…” Sözü üzerine telefonlaştık ve sitemizin sahil sosyal tesisinde Sayın Başkan ve değeli Eşini ağırlama şerefine erdik.
Sanki telefon görüşmesi dışında yıllar önceden bir birimizi tanıyormuşuz gibi sıcak bir karşılaşma olmuştu. Sohbetimiz sırasında Adana’da yaşamış olduğunu söylemesi üzerine eşimin kuzeninin eşinin de Adana Belediyesi Tiyatro Müdürlüğü yapmış olan Ercan Kont’tan bahsedince onunla çok yakın arkadaşlıklarının olduğu ortaya çıktı. Bu güzel bir sürpriz oldu bizim için de, kendileri için de… Hani “biraz daha konuşsak akraba çıkarız…” örneği hoş bir karşılaşma oldu. İnanın o karşılaşmaya kadar geçmiş olan süreçte yapmış olduğumuz telefon görüşmeleri benim için hiçbir tereddüte mahal vermemişti. Karşılaştığımız anda bundan çok daha fazla emin olmuştum. Otuz yıla yakın görev yaptığım Personelcilik hayatımda telefon konuşmalarında aldığım ses tonundan az çok insanlar hakkında bir karar verebilmeyi öğrendiğime inanırım. Yanılma payım çok az olmuştur. Bu sefer de yanılmadığımı anladım. Bizler gibi belli bir yaş sınırının üzerinde olan insanlar için güven duyabilmek çok önemli bir duygudur. Saygınlık ve sevgiyi bir arada tutabilen insanlarla karşılaşmak ve bu sayede yeni dostluklar kazanmak önemlidir. Bu anlamda kendimi şanslı hissediyorum.
Değerli dostum Sayın Recai OKTAN Bey, yukarıda bahsettiğim tüm meziyetleri şahsında barındıran ender insanlardandır benim için… Meslek hayatında yürüttüğü Gazetecilik görevini Cumhuriyet gibi saygın ve ciddi bir Basın Yayın Kuruluşunda geçirmiş olduğu ve kazandığı tecrübe ve birikimlerinin, emeklilik yıllarında fedakârane bir anlayışla başlattığı Yazı Dükkânı Akademisinde geliştirdiği çalışma guruplarının oluşumuna büyük katkısı olduğunu düşünüyorum. Oysa emeklilikte birçoğumuzun düşündüğü gibi rahatça bir emeklilik geçirme hayali içinde de olabilirlerdi.
Yıllarca içinde olduğum Türk Halk Danslarıyla uğraşanların genel olarak söylediği “Bu öyle bir sevgidir ki, yüreğimizde hayatımız boyunca kalacak bir kordur. İleri yaşlarımızda küllenebilir ama ortam bulunca her an yine kora dönüşebilir” örneğine benzetiyorum Sayın Başkanın bu değeli çabasını… Tabii ki, Başkan ile birlikte kol kola girmiş tüm yönetici arkadaşlar için de bu geçerlidir. Hepsine teşekkür ve şükranlarımı sunuyorum. Bu çalışmayı “karşılıksız sevgiye” benzetiyorum.
Çünkü benim de buna bezer, hiç bir karşılık beklemeden genç arkadaşlarımla yıllarca süren Türk Halk Dansları çalışmalarım olmuştu. Yorucu olmasına rağmen, onun hazzını ifade etmek mümkün değildir. Eğer maddi karşılıkla yapmış olsaydım şimdi birçoğunu hatırlayamazdım sanırım, onlar da beni çoktan unuturlardı.
Oysa aradan geçen yaklaşık elli yıllık süreye rağmen hala aynı sıcaklıkla aramaları ve sohbetlerimiz devam etmektedir. Ne iyi ki yapmışım. O nedenle Sayın Başkanın bu çabasını takdirle ve saygıyla anıyorum. Beş yıllık süre az sayılamayacak bir süredir. Sanal ortam gibi çok kaygan bir zeminde bu büyük birlikteliği başarmak ve her geçen gün yeniliklerle büyük aşamalar kaydetmenin her kesin harcı olmadığına inanırım. Hele de benim gibi yaşı yetmişi geçmiş birilerini sanal zeminde uzun süre tutabilmek ve yazmanın hazzını yaşatmak gerçekten tüm samimi duygularımla ifade ediyorum ki, büyük bir sabır ve emektir.
Bu tür çalışma ortamlarında ortaya çıkması çok rastlanabilen huzursuzluk veya yanlı tavırların karşısında düzeltici, hoşgörülü olma veya gerekli cezai kararı alma yetisine sahip olmak gerekir. Sayın Başkanın bunu son derece dengeli ve adil bir şekilde başardığına zaman zaman şahit olmaktayız. İşte tecrübe ve sabıra sahip olmanın faydası buradadır. Bu tecrübe ve sabrın bizlere katacağı çok büyük yararlar olduğunu ve olmaya da devam edeceğini hepimizin kabul ettiğine inanıyorum. Keşke çok daha önceki yıllarda tanışma fırsatımız olabilseydi. Birlikte geçirmekte olduğum şu kısacık sürede kendisinden aldığım enerjiyle şaka maka kendimi Yazar olarak görmeye başladım dersem ukelalık etmiş olmam her halde… (Öğünmek gibi olmasın ama şimdi bir kitap sahibiyim. İkinci üçüncü ve dördüncü kitap hazırlıklarım da bitmek üzeredir.)
Sayın Başkanın diğer bir özelliği de gençlere özel bir ihtimam göstermesi ve onları fırsat buldukça gençleri işin mutfağına çekme çabasıdır. Çünkü gençlere çok güveniyor. Bence de gençlerimiz farkındalıkla yaşamaktadırlar. Birileri için, algı noksanlığı veya farkındalık noksanlığı gibi sorunları olan gençler türediğini savunanlara inat gençlerimize güvenmek ve onların önünü açmak hepimizin görevi olmalıdır.
Bu anlamda ülkemizde sivil toplum adına yapılmaya çalışılan, ancak sonuçta yöneticilerinin iç hesaplarına kurban edilen nice sivil toplum kuruluşu var. Ama ilkeler bazında yürütülmediği için ya siyasete atılmada bir basamak, ya da yöneticilerinin şahsi çıkarlarına yem olmaktan öteye gidememektedirler. Ki bunlar, tüzüğü ve yönetim organları seçimle başa gelmiş kuruluşlardır.
Bahsettiğim dalgalanmalar yüzünden birçoğu daha kişiliğini ispat edemeden yok olmuşlardır. YAZI DÜKKÂNI AKADEMİSİ içindeki sosyal ilişkilere baktığımızda her şeyden önce Başkanından, yöneticilerine ve Yazarlarına kadar müthiş bir olgunluk, seviyenin sevgi ve saygıyla bütünleşmesi ilk dikkatimi çeken durumdur.
Sayın Recai OKTAN Beyefendinin ve arkadaşlarının işin en başında ortaya koydukları prensiplerin dışına çıkmama gibi bir ortak kararı sürdürdükleri ve bugüne kadar bozulmadan geldiklerini içlerinde yaşayarak görüyoruz. Böylesine prensiplerle beş yılı doldurmuş olan YAZI DÜKKÂNI AKADEMİSİ Kurucusu Sayın OKTAN başta olmak üzere tüm Yöneticilerini ve bu prensibe sadık kalan tüm Yazarlarımızı gönülden kutluyorum. İyi ki bu güzel ortamın bir parçası olma şansını elde etmişim. Kısa bir süre içinde sanki birçok defa karşı karşıya görüşmüşüz gibi samimi bir ortamı yaratan değerli tüm arkadaşlara da ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum. Yaratılan bu samimi ve seviyeli ortamın bir bakıma da edebiyat, sanat ve kültür gibi toplumu sımsıkı bütünleştiren olgulardan kaynaklandığı düşünüyorum. Sayın OKTAN temelini attığı YAZI DÜKKANI ile yüreklerinde yaşattıkları anıları, birikimleri ve düşüncelerini yazıya dökme özlemi yaşayanlara özgür bir aile ortamı açmıştır. Bunun için tekrar kendisine teşekkür ve saygılarımı arz ederim.
Daha nice nice yıllara birlikteliğimizi devam etmesi dileğimle sevgi ve saygılarımla…
Namık Kemal OSMANAĞAOĞLU
Ankara
Namık Kemal Osmanağaoğlu’nun İZMİR HALK DANSLARI yazısını okumak için tıklayınız.
- Manisa Halk Dansları Namık Kemal Osmanağaoğlu - 18 Ocak 2023
- Yazı Dükkanı ve Recai Oktan Namık Kemal Osmanağaoğlu - 12 Ocak 2023
- Zonguldak Yöresi Halk Kültürü ve Dansları Namık Kemal Osmanağaoğlu - 12 Ocak 2023
Bir yorum var
Pingback: İzmir Halk Dansları ve Kültürü Namık Kemal Osmanağaoğlu -