Unutulmaz Bir 6 Mayıs Recai Oktan

 (5 Mayıs 2019) 

74 yaşım, yorgun demokrat başımla, geride kalan ve içi yeterince doldurulmuş yıllarımla yetinmeyip, eleğimi duvara asmama çabasındayım.   

Beni yakından tanıyanların, inanan ve güvenenlerin desteğiyle, bugüne değin birlikte gerçekleştirdiğimiz Sosyal Yaşam ve Sosyal sorumluluk tasarımlarımızı sürdürürken, ağaçlar gibi ayakta ölmeye odaklandım.   

En ciddi ve gündemimin ilk sırasındaki tasarımım da “Ben’i Biz Yapma”, birlikte hala yitirilmemiş umutlarla, gelecek güzel günlere yürümek üzerine olan çalışmalardır.   

***   

Şimdi, unutamadığım 2019 yılının 6 Mayıs’ı (pazar gününe gelen 5 Mayıs 2019’da kutlandı) anılarımla birlikte, en dibinden geldiğim 68 kuşağının, Denizlerin, erguvanların, siyasi görüşümün, inançla ilgili saptamalarının olduğu bir yaşam harmanlaması yapacağım.    

O günlerde 15 gün için Adana’ya gitmiştim. 6 Mayıs için, 5 Mayıs 2019 Pazar sabahı, Wernicek Korsakoflu yani tutukevlerinde haksızlıklara karşı direnmek için, bedenlerini ölüme yatırmaktan başka çareleri olmayan, bunu yaptıktan sonra da uzun süre aç kaldıklarından,  Wernicke Korsakoff hastalığına yakalanarak, sokağa terk edilen dostlarla buluştuk, bir otomobile doluştuk.   

Rotamız Mersin’de 1968’liler Barış ve Kardeşlik Ormanı’ydı. Diğer dostlarla bütünleşecektik.   

Sabah 09.30 gibi vardık “68’liler Ormanı”na…  Bizi Mersin’de, Yazı Dükkanımızın güzel insanlarından, sevgili dost Tahir Tüyben karşıladı.    

***  

‘68’liler anısına oluşturulan bu ormanda, 6 Mayıs 1972’de darağacına çekilen üç yiğit devrimcinin, Üç Fidan’ın, Deniz Gezmiş-Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın Anıt’ı ve yine Nazım Hikmet’in aynı içerikteki sembolik anıt mezarı bulunuyor. Her yıl 6 Mayıs’ta ya da 6 Mayıs’a yakın pazar günü, burada etkinlik yapılıyor. Salgın nedeniyle 2020 Mayıs’ında ve bu yıl gidemedim.   

Mersin’de 1968’liler Barış ve Kardeşlik Ormanı girişinde, bizi “Denizler” karşılamıştı.
Ormanın açıldığı yıllarda, 4-5 güne yayılan etkinlikler, anlaşılması güç ilgisizlik nedeniyle önce iki güne düşürülmüştü ve bu yıl yani 2019’da da sadece tek günle (5 Mayıs) sınırlandırılmıştı. 

Önce Orman’da dolaşmaya başladım.  Anıt Mezarlar, Orman ve ille de erguvanlar alıp götürmüştü beni geçmişin sevinçlerine, hüzünlerine. Fotoğraflar çektim, Yazı Dükkanı sayfalarında paylaşmak üzere. Erguvanları da özellikle çektim. 

Nazım Hikmet’in sembolik Anıt Mezarı. /(Aslının tam benzeri olduğu söyleniyor.)

WK’lu dostlara elimden geldiğince destek olmak, onlarla aynı duyguları paylaşmak güzeldi. Direniş önlüklerinden istedim ve ben de giydim. Artık bu alanın, bu alanda anıları yaşatılanların ve WK’luların bir parçasıydım. Onlarla yiyip, içiyor, yürüyor, bağırılması gereken yerlerde ben de bağırıyordum. 

O yıl, 72 yaşımdaydım. Dünyadan ve dünyalılardan beklediğim çok şey kalmamıştı,  maddi kaygılarım yoktu, yaşam olanaklarım görece oldukça fazla bir aydın-yazar olarak, üzerimdeki önlüğün insansı esintilerini bedenimde hissettiğimde, aslında çok eksiğim olduğunu fark ettim. 

WK’lularla Dayanışma fotoğrafı
Önlüğümle, büyük yürüyüş grubuna katıldım.  Değişik görüntüler egemendi grupta.  Yaşlısı, genci, çocuğu ve hatta bebeklerden oluşan binden fazla insan, ağır adımlar ve dildeki sloganlarla yürüyordu… Kararlılık, hüzün, öfke, sevinç… Dilden dökülen ve yüksek sesle ifade edilen içten duygular, Denizlere ulaştı mı bilemem ama, gelecek kuşağın Denizlerine, Mahirlerine, Yusuflarına, Hüseyinlerine, İbolarına ulaşacaktı, ulaşmalıydı.  

Soldan Sağa: Mevlüt Kaya, Tahir Tüyben, Bekir Sıtkı Keçeci (WK’lu), Hasan Çepe (WK’lu), Prof. Dr. Aytuğ Atıcı, Recai Oktan
Saygı Duruşu ve konuşmalardan sonra, kadim dost CHP eski Milletvekili Prof. Dr. Aytuğ Atıcı, HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları başta olmak üzere, kent yöneticileri ve belediye başkanlarıyla bir araya gelerek, dünden, bugünden ve yarından konuştuk.   

1968 teori ve pratiğinin tüm gerçekleriyle ve özetle konduğu sohbette, mevcut siyasi koşulların elverişsizliği, inanç baskısı altındaki sosyal gruplar ve siyasi partilerdeki feodal yapı nedeniyle, Denizlerin Türkiye için biçtiği elbisenin daha uzun yıllar dikilemeyeceği üzerinde anlaştık.  

Akşam yaklaşırken, insanlar evlerine gitmek üzere alanı boşaltmaya başladı. Benim alandan ayrılma isteğim yoktu. “Şurada küçük bir ağaç kulübe olsa, içinde de yer minderleri… Otursam, uzansam, uyusam, uyansam, ama geceyi burada geçirsem” diye düşünüyordum.  

Elbette olanaksızdı. Ağaç kulübe yoktu ve WK’lu hasta arkadaşları daha fazla bekletmek olmazdı. Duygularımızın en yoğun olduğu kutucuklarını, Mersin’de, 1968’liler Barış ve Kardeşlik Ormanı’nda bırakarak, Adana’ya dönmüştüm.  

.

Recai Oktan

 

9

Bu yazıyı da okuyabilirsiniz

Çocukluk Çağımız Daha Güzeldi Sadi Geyik

Anı

8 Yorumlar

  1. Sizin bitmeyen desteğiniz, sosyal yaşama değgin bilgeliğiniz de kayda değerdir sevgili arkadaşım.

    0
  2. Sevgili Şerif Kaya, 1963 yılından beri, birbirini farklılıkları ile benimseyen inkarı ve asimilasyonu ret eden dostlarla hedeflediğim Aydınlık Türkiye hayalimize ulaşmak için yazıp, çiziyorum. Daha da yazacağım. Aydınlık günleri ben görmesem de oğlum ya da torunum görecek. Bu inançla yaşama asılıyorum kardeşim.

    0
  3. Sevgili Tahir, salgınla ilgili yasaklar kalktığında, konuk olacağım yerlerden ilki Mersin, özlem gidereceklerimden öncelikliler de Mersin’deki dostlar ve Sevda Özden Tüyben ile Tahir Tüyben olacaktır. Görüşmek dileğiyle.

    0
  4. Sevgili Ayşe Yılmaz, yaşanmışlıklar, iki yıldır Kovid19 salgını nedeniyle yinelenemiyor. Anılarla yetiniyoruz.

    0
  5. O gün sevgili Recai Oktan abimizin aramızda olması ve bizlerle birlikte aynı önlüğü giymesi, destek sunması bizleri onurlandırmıştı.
    Nice etkinliklerde buluşabilmek dileğiyle sevgi, saygı ve selamlar.

    1
  6. Anlamlı güne uyan anlamlı ve duygu yüklü bir yazı.O günlerde hatırlıyorum bu etkinliklerle ilgili seri yazılar paylaşılmıştı.Denizlerden günümüze kadar ulaşan ve daha uzun yıllar boyunca sürecek olan Tam Bağımsız Türkiye hedefi bir gün mutlaka gerçekleşecek.Efsane olan o 3 fidanın anısına saygıyla.Emeginize sağlık.

    3
  7. Yüreğinize sağlık sevgili dostum, abim. O yürektir ki bunca insana kanat açtınız ve küçücük bir kuşun gagasına küçük bir yem bırakmak için. Yazınızda da belirttiğiniz gibi siz orada yaralı yüreklere bir merhem çalmak için oradaydınız. Siz orada ülkenin zalimliklerine uğramış insanların yüreğinizde hissederek yanlarında olduğunuzu belirttiniz. Aydınlık Türkiye için yıllar önce meşaleyi yakan Denizlerden günümüze değin sönmeden gelen ateşe de bir odun da siz atınız. Dilerim bu amaçla çıktığımız yolda ( Tıpkı Mersin Buluşmamız gibi) birbirini farklılıkları ile benimseyen inkarı ve asimilasyonu red eden dostlarla hedeflediğimiz Aydınlık Türkiye hayalimize ulaşırız.Denizlere saygımla..

    4
  8. Anlamlı güne içeriği zengin duygularla başlamak bana iyi geldi. Kimi zaman düşünürüm, yaşarken sıkıntı saydığımız, görmezden geldiğimiz ya da ayağımızı yerden kesen ne çok anı biriktirmişiz. Bugün hepsi birbirinden değerli, özel. Emeğinize yüreğinize sağlık değerli Recai Oktan hocam.

    4

Bir cevap yazın